Deprecated: Assigning the return value of new by reference is deprecated in /home/kafkasevi/public_html/system/database/DB.php on line 83
Kafkasevi.com
Arama

Samurzakanlar veya Murzakanlar
 
SİMON BASARİYA
 
Abhazya, uzun süren krallık döneminden sonra, 17.yüzyıldan itibaren çaçba(Gürcüce Şervaşidze) hanedanından prensler tarafından yönetilmeye başlandı. Bu aileden ilk hükümdar Kvap idi. Onun halefleri ise Rosto, Levan ve Murza Han (Doğu Abhaz lehcesinde Murzadan. veya Murzakan) oldular. Kvap'ın ölümünden sonra Abhazya'yı büyük oğlu Rosto yönetmeye başladı. Yeni hükümdar Rosto bir kardeşi Levan' a Abhazya'nın Kodor' dan Ohurey'e kadar olan kısmını, yani Abjua'yı, diğer kardeşi Murzakana da Ohurey nehrinden İngura kadar olan kısmını udel olarak verdi. Abhazya'nın bu kısmı, o zamandan beri yöneticisinin adını taşımaya, Murzakan veya Samurzakan olarak adlandırılmaya başladı. Bu yönetim altında yaşayan Abhazlar da aynı şekilde Murzakanlar veya Samurzakanlar olarak anılmaya başladı.
Abhazya'nın farklı bölgelerinin böyle arazi isimleriyle anılması, konuyu iyi bilmeyen birçok etnografi ve yazarı yanılgıya düşürmüştür. Bu yanılgı, Dal, Tsabal, Bzıb. Samurzakan ve daha Abhazya' da ne kadar bölge varsa o kadar kavmin ortaya çıkması gibi saçmalığa yol açmıştır. üstelik bunlar milattan yüzyıllarca önce ulusal çizgilerine sahiplermiş ve güya Abhazlardan ayrı olarak yerleşmişler. Bu şekilde Samurzakan Abhazları I.Nikola'nın "İlahi Lütfu(!)" ile (1840) adları değişerek "Samurzakan Kavmi" oldular. Samurzakan Abhazyası'na gönderilen çar tezkeresinde "Dal'de düzenin sağlanması için milis kuvvetleriyle Dallilere karşı gösterdiği örnek cesaret için Samurzakan kavminden hoşnut olduğu bildiriliyor. Hükümdarın takdir ifadesi olarak devletin hizmetinde sadakatle ve gayretle kullanılması buyrulan birde bayrak verildi.
Bu bayrak ve tezkere, kardeşi kardeşe kırdırmak için hiçbir yolu denemekten cekinmeyen devlet için alçakça, rütbe, yaver kordonu, madalya ve başlarındakilerin haçı için soydaşları Dallilere kılıç çeken Samurzakan Abhazları için utanç vericidir. Rus despotizminin bu
belgeleri bugün hala Samurzakan'ın merkezinde korunmaktadır.
"Kafkasya'yı Tanıma Kılavuzu" (Rukovodstvo k poznaniyu Kavkaza) kitabinin yazarı, 19.yüzyılın ilk yıllarında Kafkasya'ya yaptığı seyahat sırasında Guriya'yı, İmeretya'yı ve Mingrelya'yı geçerek Samurzakan'a geliyor. Tasvirine şöyle başlıyor:
İngur'dan itibaren Samurzakan toprakları başlıyor, bölge şimdi Rusyaya ait, ahalisi Mingrellerden tamamen farklı mizaca sahip. Bu ülke eskiden beri Abhazya ile Mingrelya arasında tartışmalıdır: Konumu, dili ve insanlarının kökeni itibarıyla Abhazya'nın ayrılmaz bir parçasıdır." Daha ileride yazar Prens Dadyan'ın Abhazya'nın bu bölgesi üzerindeki iddiasından bahsediyor:Mingrelya, Rusya'nın kendisine karşı sevgisini kullanarak bu ülkenin kendisine ait olduğunu onaylattırmaya çalışıyordu. Bunun yoluda ortaya çıktı. Başkomutan General Rozen Samurzakan' ı kuşkusuz atalarına ait olduğunu, fakat şartların ona ayrılmak ve Abhazya' ya katılmak imkanı verdiği iddiasındaydı. Samurzakan, Dadyan'ın sadakati karşılığında verilmiş bir ödüldü diye bitiriyor yazar.
Samurzakan'ın Mingrelya'ya bu şekilde ilhak edilmesinin aslı ve tuhaf nedeni şimdi açıkça anlaşılıyor. Elbette General Rozen, Prens Dadyan'ın Samurzakan'ın atalarına ait olduğu iddiasına dayanarak, onun Mingrelya'ya ilhakı için emir veremezdi, ki Dadyan Kabardey, çeçenistan ve Dağıstan için de aynı iddiada bulunuyordu.
Burada sadece Rusya'nın emperyalist planları, Dadyan'ın 'iddia etmesini" ve "Rusya'ya sa-
dakati için" Samurzakan ın Mingrelya'ya, ama aslında Rusya'ya ilhakını gerektiriyordu; çünkü Mingrelya da artık Rus çarlığı'nın bir parçasıydı. Bu ilhakı halk acaba nasıl karşılamıştıı? Yazar devam ediyor:
Fakat Samurzakanlar yeniden kurulan bu hakimiyyetten hoşlanmadılar ve itaat etmediler. Dadyan'ın memurlarım döverek ülkelerinden kovdular."Biz Abhazız, Mingrel değiliz; niçin üzerimizde tanımadığımız ve tanımak istemediğimiz bir hakimiyet kuruluyor. Dadyan'ın yasaları kendi tebasını mutsuz etsin. onlar ona yeter. Ruslar bizim dağlarımıza hiç gelmesinler diyorlar. Bu hareketli zamanlarda Abhazların arasında bulunan yazar halkın öfkesini böyle tespit ediyor. Görgü tanığı yazardan alıntılara devam ediyoruz:
"İngur nehrini geçerek Mingrelya'ya girerler. Zugdidi'ye kadar giderek Dadyan'ın sürülerine çevirirler ve insanları esir alırlardı. Kısacası kendileri Dadyan'a savaş ilan etmişlerdi. Bu tür yaramazlıkların sonu gelmiyordu. Dadyan ise sadece tehdit etmekle kalıyordu, çünkü Samurzaknaları cezalandıracak gücü yoktu.Samurzakanlar ise onun zayıflığına gülüyor ve Kılıçlarımızı kurşunlanmızı denemeye gelsin, birinciler keskin, ikinciler isabetlidir" diyorlardı. Taşkınlıklar arttı. Bu yüzden Ruslar, General Ahlestişev idaresinde sınırı geçerek derhal itaati sağladılar.
Samurzakanlar Rus gücü karşısında boyun eğerek ister istemez Dadyan'ı tanıdılar. Fakat Kesseniz de kendi özgürlüğümüzden başka hükümdar tanımayız: biz Abhazız, Mingrel değiliz"
demekten vazgeçmediler.(öğütlere, zora rağmen) Samurzakanların bu kararlılığı yüzünden bölge, Bediya'da yaşayan bir komiserin idaresi altında Rus oblastı yapıldı. "Rus işgalcileri içinde de istenen buydu. Abhazya' nın bu bölgesini ele geçirmek için kendilerine mazeret bulmuşlardı. Bundan sonra Ruslar Sarnurzakanları kardeşleri Dallilere karsı hareketlere zorlamaya başladı. Bundan 80 yıl önce tanık olduğu olaylar hakkında yazar şu ilginç bilgileri veriyor:
Rus çan Samurzakahı öz vatanı gibi sevdi ve onu oblast (idari bölge) olarak adlandırdı. Halka birçok nişanın yanında bir bayrak ve sadakat nişanı verdi, şimdi Samurzakanlar Rus yasalarına göre yaşıyorlar ve Mingrellere dokunmuyorlar.
İşte tarihi diğer bütün Abhazlarla aynı olan, Abhazyanın doğu bölgesi halkının çarın kançilarlayası tarafından nasıl "Samurzakan kavmi" yapıldığının kısa öyküsü.
Aslında ne tarih açısından, ne etnografya açısından ne de dil bilim açısından böyle bir kavim
yoktur. Bu sebepler, Seleznev'in ifadesiyle bu "özgür ruhlu halkın" asimilasyonunu hızlandırmak için mevcut durumdan yararlanmak amacıyla saldırgan milliyetçiler tarafından yaratılmıştır. Rus çarlığının îngur'un öte tarafındaki yandaşlarının entrikaları, jurnalleri özgürlüğüne düşkün Samurzakan'ı, o zaman henüz bağımsız olan Abhazya'dan kopardı ve Rus çarlığı'nın "Komiserliği" (pristavstvo) vaptı. bundan önce kovulan Dadva'nın memurları, din adamları, öğretmenler, yazıcılar, kazar askerleri vb... hepside artık komiserlik düzenini benimsemiş İngur' un ötesinde yaşayan kişilerdi.
Abhazya ne Gruziya (Abhazya Gürcistan değildir) kitabının yazarı asimilasyonun bütün yöntemlerinin şaşılacak derecede sistemli, ısrarlı ve hızlı uygulanışını ayrıntılı olarak anlatıyor. Samurzakanlar yavaş yavaş anadilleri Abhazca'yı unutmaya başladılar; bütün memurlarla (komiserler. Kazak askerler ve din adamları) konuşmak için gerekli dili öğrenmek zorunda kaldılar. Abhazya Gürcistan değildir" kitabında ve K.Maçavariani'nin calışmasında, Samurzakan'da Abhazca soyadlarının Mingrelcevle değiştirilmesi konusunda ilginç saptamalar var. Bunu tamamen gözlemleyebilivoruz, üstelik bu soyadı değiştirmeîere bütün Abhazya'da da rastlanıyor. örneğin:
Açba               : Ançbaya(Ançabadze
çaçba             : Şaraşiya(Şervaşidze)
Marşan          : Marşaniya
Emha              : Emuhvarı
çabalurhua   :Sotiiskua(Sotuşvili)
Dzapş-ipa      : Dzepşskua(Dzeyşvili)
İnal-ipa           : înaliskua(înalişvili)
Maan              : Marganiya
Lakr                : Lakerbaya
Jvan                : Jvaniya
Akirta             : Akirtava
Eşba               : Eşbaya
Mikamba       : Mikambaya
Kilba               : Kilbaya
Vardan           : Vardaniya
Samba            : Şambaya
Kapba             : Kapbaya
Kakuba           : Kakubava
Zuhba             : Zuhbaya
Sakrıl              : Şakirbaya


Profesör Hakanov'un ve aynı fikri savunanların dikkatini bu konuya çekip şu soruları sormak gerekir:
Kim kimi asimile etti? Kimin "daha kıvrak dili" daha basit olanı yuttu? Bilim adamlarının, devlet
adamları gibi ulusal gayeler uğruna diğer bütün kültürel ve bilimsel ideallerle tamamen çelişkiye düşmeleri esef vericidir. Bu şekilde saldırgan milliyetçilik Abhazya'da uygulandı ve hayret verici, üzücü bir hal aldı ki şimdi, ilerideki çözüm için en büyük dikkat ve özen, gerçek adalet gerekmektedir. Bu yüzden Abhazya' yı cumhuriyet olarak ilan eden Abhazya Devrim Komitesi (Revkom) bir kez daha bilgeliğini göstermek zorundadır.
Saldırgan milliyetçilik yanlıları Samurzakan' da nasıl bir çalışma yürüttüler? Rus devriminden sonra. Abhaz halkı, Gürcü Şovenistlerin hiç hoşuna gitmeyen ulusal kimliğini açıkça ortaya koydu ve Birleşik Dağlılar Birliği'ne girmek için Samurzakan halkıyla ağız birliği etti. Yerel din adamlarının (Ortodoks şeyhler ve diğer Tiflisli sovenistlerin ajanları) şikayeti üzerine Samurzakan'ın Abhazya'dan ayrılması ve Kutais Eyaletine, Eyalet Komiseri V. çhikvisvili'nin yönetimine verilmesi kararı çıktı. Fakat bu yöre halkının protestosu ve dışarıdaki bir eyalet komiserinin emri altına girmeyi reddetmesiyle, iki ay sonra Samurzakan yine eski statüsüne döndürüldü. Bundan önce Samurzakan ruhban sınıfı Abhazya episkopluğundan ayrılmış ve Gürcistan kaolikosunu kabul etmişti.
1918'de Sarnurzakan'ın bütün köylerinde Gürcü okulları açıldı. Abhaz halkının bütün isteklerine ve görüşlerine karşı sorumlu olan Abhazya Halk Konseyi birinci kongresi, saldırgan milliyetçilerin bütün bu çalışmalarına tamamen kayıtsız kaldı ve istediği şekilde tepki göstermeyi Samurzakan halkının kendisine bıraktı. Tiflisli bakanların toplum dışı bırakılmış birkaç "nuker' inden başka Samurzakan'ın bilinçli güçleri bundan hoşnutsuzluklarını açıkça ifade ettiler. Hepsi Samurzakanların Abhaz olduğunu, bu yüzden toprak ve kültür olarak Abhazya'nm bütününden koparılmalarının büyük bir haksızlık olduğunu söylüyorlardı. ölçüsüzce çirkin milliyetçi amaçlara (gayelere) saplanan, bu yüzden de Abhaz ulusunun temel
haklarını çiğneyen Tiflisli şovenistlerin densizliğini her yerde protesto ediyorlardı.
Mühendis Kakuba, avukat Zuhbaya, orman mühendisi Gamisoni, doktor V. Açba, Y. Eşba, N.Akirtava ve birçok üniversiteli, saldırganların Samurzakan politikasına kesinlikle katılmıyorlardı. Okulların millileştirilmesi sorunu da şovenistlerin vahşice girişimlerinden biridir. Abhazya'nın tüm milliyetlerinden çocukların öğrenim gördüğü Sohum öğretmen Okulu da millileştirildi; dersler Gürcülerce Gürcüce, Abhazlarca Abhazca ve Rusça yapılıyordu. Samurzakanların çocukları ise Gürcüce okumak zorunda bırakıldılar.
_________________________________
Kaynak: Materyali po istoriyu Abhazii (Abhazya tarihi ile ilgili belgeler), Sohum, 1990'dan
Alaşara Dergisi Temmuz 1995 Sayı 4, çeviren: Murat PAPŞU








Yorumlar
Henüz yorum eklenmemiş. Yorum eklemek için tıklayın.
Simon Basaria
Bu kategorideki diğer yazılar