Deprecated: Assigning the return value of new by reference is deprecated in /home/kafkasevi/public_html/system/database/DB.php on line 83
Kafkasevi.com
Arama

Ayrılıkçı karar!
LAHEY Adalet Divanı, Kosova'nın Sırbistan'dan ayrılarak tek yanlı kararla bağımsızlığını ilan etmesini uluslararası hukuka uygun buldu.
Kosova açısından sevindiğimiz bu karar dünyanın her yerindeki etnik milliyetçi hareketler için ‘cesaret verici’ olacaktır.
Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremic’in dediği gibi, “Lahey’in kararı Balkanların sınırlarını aşıyor... Dünya üzerinde ayrılıkçı isteklerin barındığı hiçbir sınır artık güvencede değildir.”
Mesele Türkiye açısından da son derece önemli elbette... Bunu sadece fiili terör açısından söylemiyorum.
Bu karar, öcalan’ın talimatı ve Karayılan’ın silahlı desteğiyle BDP’li belediyelerin “demokratik özerklik” ilan etmeye hazırlandığı bir sürece tesadüf etmiştir.

Toprak bütünlüğü?
Meseleyi Adalet Divanı’na götüren, Sırbistan’ın kendisi idi! Uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan “sınırların değişmezliği” ilkesine göre bir karar çıkmasını bekliyordu.
Divan’ın bakış açısında bir değişme olduğu anlaşılıyor. Divan Başkanı Owada, “uluslararası hukukun bağımsızlık ilan edilmesine yönelik bir yasak içermediğini” söylüyor. Demek ki, Divan meseleye ülkelerin egemenliği, toprak bütünlüğü gibi uluslararası hukuk normları açısından bakmamış! Avrupa Konseyi Parlamenterler Assamblesi’nin 12 Mayıs 1995 tarihli “hak kavramı çağımızda kişisellikten grup haklarına doğru evrimleşiyor” şeklindeki istişari kararından itibaren gelişen bir eğilimdir bu.
Halbuki daha önce “ayrılma”nın bir hak olmadığı ve özgürlüklerin bireysel olduğu görüşü ağır basıyordu. (Amitai Etzioni, The Evils of Self-Determination, Foreign Policy, Winter, 1992-1993)
Mamafih Başkan Owada, bir Rus ajansına yaptığı açıklamada, kararın ayrılıkçılık konusunda “kesin evet veya hayır demediğini, 30 sayfa tutacak kararın okunması gerektiğini” söylüyor.
Karar, Kosova’ya has çok özel şartlarda, mesela sınırların zaten belirli olması ve trajik iç göç olaylarının yaşanmayacağı durumlarda ayrılmayı meşru saymış olabilir.
Karar metni yayımlanınca öğreneceğiz bunları.

Türkiye’ye etkileri?
Kıbrıs gibi, güven içinde yaşamanın ayrılıktan başka çaresi bulunamayan toplumlarda bu karar KKTC  için ilave gerekçeler sağlayabilecektir.
Fakat kararın teknik ayrıntıları ne olursa olsun, reel hayatta, ayrılıkçı hareketlere en azından psikolojik güç katacaktır. O bakımdan kararın teknik ayrıntıları çok da önemli değil.
Bir ülkenin bölünmesi veya bütünlüğünün devamı, uzaktaki bir yargı heyetinin teorik kararıyla olmaz. Bunun siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, psikolojik, tarihi ve askeri unsurları vardır.
Türkiye açısından iki husus önemlidir: Dünyada ‘grup hakları’ kavramı gelişiyor. Lahey boyutlarında olmasa bile AİHM’nin de kimlik ve grup hakları konusunda kararları vardır.
Etnik milliyetçi hareketler ‘grup hakları’ kavramını liberal-demokrat anlamda değil, milliyetçi hedeflerine giden yolda ele geçirilecek mevziler olarak görüyorlar. Bu da gerilimi artırıyor, karşıt duyguları kabartarak birlikte yaşamayı zorlaştırıyor.
Türkiye için bütün bu faktörlerden daha önemli olan; bu kadar iç içe geçmiş ve tarihte bile iç sınır çizilmemiş iki nüfusun büyük felaketler yaşanmadan ayrılamayacağıdır.
(MİLLİYET/24/07/2010)



Yorumlar
Henüz yorum eklenmemiş. Yorum eklemek için tıklayın.