Arama

AB'nin Kosova raporu

Fikret Ertan

Kosova'nın nihai statüsünün akıbeti milletlerarası zeminde pek çok konuyu etkilemeye devam ediyor. Avrupa Birliği (AB), Amerika, Rusya ilişkilerinden bölgesel dengelere, hatta BM sistemi bile bu konuda nasibini alıyor.

Kosova'nın bağımsızlığına baştan bu yana karşı olan Rusya son olarak Kosova'nın muhtemel bağımsızlığının başka ihtilaflı bölgeler için de 'emsal' olacağı yolundaki eski ikazını bir kere daha tekrarlamış, BM misyonunun yerini almaya hazırlanan AB güvenlik misyonuna da karşı çıkmış bulunuyor.

Nitekim, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, üç gün önce yaptığı açıklamada, "AB BM'nin yerini almak istiyorsa bu imkânsız değil; ama bunun için BM Güvenlik Konseyi'nden yeni bir karar çıkartmak ve Sırbistan'ın onayını almak gerekiyor." derken yardımcısı, Lavrov'dan da ileriye giderek, "1244 sayılı BM kararına göre Kosova BM'ye üye olamaz. Konsey kararı olmadan bunu değiştirmek imkânsızdır. Problemin çözümü için temel esas 1244'tür. Bu karar, BM'nin Kosova konusunda nasıl hareket edeceğini belirler ve bu karar hâlâ geçerlidir." diyerek karara güçlü bir atıf yapmış bulunuyor.

Rusya'nın yeniden tartışmaya açtığı söz konusu BM kararı, Güvenlik Konseyi'nin 4011'inci toplantısında 10 Haziran günü kabul edilmiş, 5 sayfa ve iki uzun ekten meydana gelen referans bir karar. Bugün Kosova'daki yönetim ve güvenlik durumu, müzakereler ve bölgenin nihai statüsü işte bu karar ve eklerine göre belirleniyor ve belirlenecek. Bu bakımdan karara sadece Rusya değil, mesela AB de yeniden bakıyor, yeniden değerlendiriyor.

Haberlere göre, bazı AB ülkelerinden uzman hukukçular çoktandır 1244 sayılı kararı bütün yönleriyle inceleyip karar ile ilgili bir değerlendirme raporu da hazırlamış bulunuyorlar. Bu raporda varılan bazı sonuçları ve yapılan bazı tespitleri şöyle özetlemek mümkün:

1244 sayılı karar, Kosova bağımsız olduktan sonra da yürürlükte kalacaktır. Ancak karar Kosova'nın bağımsızlığını engellememektedir.

Kararda Kosova'nın Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'nin ayrılmaz bir parçası olduğuna dair bir atıf vardır. Ancak uzmanlara göre bu atıf Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'nin 'egemenlik ve toprak bütünlüğü'ne yapılan ve bağlayıcı olmayan bir atıftır. Bağlayıcı değildir; çünkü sadece kararın takdim bölümünde yer almaktadır ve takdim bölümlerinde yapılan atıfların hukukî anlamda bağlayıcı olmadıkları bellidir. Biz de bu konuya burada bir katkıda bulunalım ve bugün Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'nin Karadağ'ın ayrılıp bağımsız olmasıyla artık var olmadığını da ekleyelim. Bugün malum bu cumhuriyet artık yok; sadece Sırbistan var...

1244 sayılı karar, Kosova için bir nihai statü süreci öngörmektedir ve bu önceden tespit edilen bir sonuca herhangi bir sınırlama ya da kısıtlama getirmemekte, koymamaktadır.

1244 sayılı karar, taraflar arasında anlaşma sağlanması konusunda mümkün olan her türlü çabanın mutlaka gösterilmesini öngörmekte ise de her türlü çabaya rağmen anlaşma sağlanamadığı için tek taraflı bağımsızlığın önünde bir engel kalmamaktadır.

Statükonun devamının mümkün olmadığı herkes tarafından da kabul edildiği için böyle bir durumda nihai statünün hayata geçirilmesi 1244 sayılık kararın asıl niyeti ile de uyumludur.

Kosova'nın devlet olarak tanınması münferit devletlerin alacağı kararlara bağlıdır. Kosova devlet olma kriterlerini tatmin ettiği takdirde tanınmayı elbette hak etmektedir.

Bu sonuçlara varan AB uzmanlar raporu AB ülkelerine Kosova konusunda Karadağ örneğini, ilke olarak bağımsızlığı tanımalarını tavsiye ediyor; ancak ayrıntıları ve zamanlamayı kendilerine bırakıyor.

Rapor AB görüşünün teşekkülü bakımından son derece önemli görünüyor. Şüphesiz bu rapor, sonuçları ve tavsiyeleri Kosova konusunda karara varmak için düşünen Türkiye bakımından da ayrıca önem taşıyor.
Zaman Gazetesi, 27 Aralık 2007


Yorumlar
Henüz yorum eklenmemiş. Yorum eklemek için tıklayın.