Deprecated: Assigning the return value of new by reference is deprecated in /home/kafkasevi/public_html/system/database/DB.php on line 83
Kafkasevi.com
Arama

Abhazya'ya Suni Kriz
"1992’den bu yana fiilen bağımsız olan Abhazya Cumhuriyeti’nin uluslararası açılım yapma arzusunun ilk adımı, diasporalı “amatör diplomatların” elinde hüsranla sonuçlandı.

Abhazya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sergey Bagapş başkanlığındaki bir heyetin, 17 - 24 Ekim tarihleri arasında, Kafkas - Abhazya Dayanışma Komitesi’nin ev sahipliğinde Türkiye’ye yapması planlanan ziyaret, T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın isteği üzerine iptal edildi.
Geçtiğimiz Nisan ayında yapılması planlanan fakat Bagapş’ın sağlık problemleri sebebiyle Ekim ayı içine alınan gayr-ı resmi mahiyetteki ziyaret, Dayanışma Komitesi bünyesinde oluşturulan “Organizasyon Komitesi”nin yürütme zafiyetiyle kısa sürede krize dönüştü. Ziyaretten bir gün önce Dışişleri Bakanlığı’nın müdahalesi ile gezi iptal edilirken, açılım politikalarına katkı sağlanmak istenen Abhazya Cumhuriyeti de “Devlet Başkanlığı düzeyinde” bir prestij kaybına uğratılmış oldu.

Hatalar zinciri…

Suçlu aramak bir tarafa, hatanın kaynağını bilmek, tekrarını önleyeceği için faydalı olacaktır.

Bir kere, Abhazya’nın ilk Cumhurbaşkanı Vladislav Ardzınba’nın Temmuz 1992’de gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde devlet erkanından talep edilen randevulara alınan menfi cevaplar bilinip dururken, yine aynı yollardan geçilerek bu sefer daha kötü bir sonuç elde edilmiş olması, Komitenin ciddi şekilde öngörüsüz olduğu sonucunu ortaya çıkartmaktadır. Alınan olumsuz cevaplar üzerine takınılan sert tavır ve açıklamalar ise belki mümkün olabilecek gayr-ı resmi bir ziyaretin de önünün tıkanmasına sebep olmuştur.

Ayrıca, Abhazya Cumhurbaşkanlığı makamının ağırlığı gözetilmemiş, katılım için gerekli teyitler alınmadan program deklare edilmiş ve ardından Türkiye’nin gerekli izinleri vermemesi sonucu gezinin iptal edilmesiyle Cumhurbaşkanlığı makamının kamuoyundaki saygınlığı hak etmediği bir mevkie düşürülmüştür.

Keza, “Türkiye’nin Abhazya’ya yönelik dış politikasını kırmak için” Bagapş’ı “koç başı” olarak kullanmak düşüncesi, yapılan en büyük yanlış olmuştur. Türk Dışişlerinin takındığı açık tavrı son güne kadar okuyamayan “amatör diplomatlar”, Sergey Şamba’ya “Bagapş’ı Türkiye’ye kabul edemeyeceğiz” mesajının gönderilmesine sebep olarak Cumhurbaşkanının kişisel prestijini de ağır şekilde zedelemişlerdir.

Diğer taraftan, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’a 20 Eylül’de yazılan ve sonra kamuoyuna da deklare edilen mektup, “zılgıt atan üslubuyla” sorunu çözmeye değil, büyütmeye hizmet etmiştir. Hele mektubun sonuna eklenen 13 maddelik öneri listesi tam bir “diplomatik cehalet” örneğidir.

Bütün bunlara ve kapalı kapılar ardında alınan menfi cevaplara rağmen, Cumhurbaşkanı Bagapş ve beraberindeki heyetin Türkiye’ye emrivakiyle getirilmeye çalışılması Türk Dışişlerini açık tavır almaya zorlamıştır ki, böylece Abhazya’nın problemlerine çözüm üretmek yerine, yeni sorunlara anaçlık edilmiştir.

Hata listesi uzatılabilir, fakat gerek yok...

Organizasyon Komitesi’nin bu plan çerçevesinde yaptığı çalışmaları ve elde ettiği sonuçları icmal edersek, görürüz ki, niyetleri ne olursa olsun, Komite üyeleri izledikleri yol haritası ile Abhazya’ya fayda değil, büyük zarar vermişlerdir.

Abhazya’nın bedel ödemeye takatinin olmadığı bir zamanda verilen bu zarar iyi analiz edilmeli, Abhazya yönetimi kendisini yanlış yönlendiren bu akıl hocalarından bir an evvel kurtulmalıdır.

***

Peki Abhazya ne yapmalı?

Abhazya zorlu bir süreçten geçiyor ve görünen o ki uzun bir süre daha bu yolda yalnız yürümek zorunda... Tabii izleyeceği politikaları da bu yalnızlığının bilincinde olarak üretmek durumunda.

Devletlerin birbirine karşı uyguladığı politikalarda duygusallığın yeri olmadığını;

Devlet politikalarını, uluslararası anlaşmaların, kuruluş bildirgelerine imza atılan uluslar arası kurumların aldığı kararların, yine uluslararası hukukun ve buna paralel uluslar arası genel temayüller ile ülkelerin al-i menfaatlerinin belirlediğini kimse unutmamalıdır.

Abhazya’ya şu aşamada düşen görev, akıllı, sabırlı ve sorunu zamana yayan bir politika izlemek; aynı zamanda iyi niyetinin kanıtı olarak sorunun çözümü için ne kadar istekli olduğunu eline geçen her fırsatta göstermektir.

Zaman en büyük ilaçtır; uygun konjonktürü mutlaka bir gün hediye edecektir.

Tabii o zamana kadar ayakta kalmak şartıyla…."

K.E.

Yorumlar
Henüz yorum eklenmemiş. Yorum eklemek için tıklayın.