ESKADER’in düzenlediği anma programına Mehmed Niyazi, Can Alpgüvenç, Dursun Gürlek, Mehmet Nuri Yardım, Recep Arslan ve Mehmet Cemal çiftçigüzeli katıldılar. Mezar başında Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi.

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin tertip ettiği anma programı için Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii önünde buluşan dernek üyeleri, daha sonra Şehitliğe geçtiler. önce Kolağası çerkes Hasan Bey’in mezarı ziyaret edildi. Burada bir konuşma yapan yazar Mehmed Niyazi, tarihimizi yeniden okumaya başladığımızı belirterek, “Kolağası Hasan Bey gibi bir kahraman hakkında ilk defa mezarı başında bir anma toplantısı yapılıyor. Bu önemlidir. Bizler geçmişte bizim değerlerimiz için hayatlarını feda etmiş olan şahsiyetleri rahmet ve minnetle anmak ve onları yeni nesillere tanıtmak zorundayız. İşte Sultan Abdülaziz’in katillerine karşı mücadele etmiş olan Kolağası Hasan Bey de hâtırasını hürmetle yâd etmemiz gereken kahramanlarımızdandır.” dedi.

Can Alpgüvenç de Kolağası çerkes Hasan Bey’in Sultan Abdülaziz’e yönelik darbeyi içine sindiremeyen ve dönemin Genelkurmay Başkanı ile Dışişleri Bakanı’nı vurarak öldürdüğü için idam edilen “Kolağası çerkes Hasan Bey”i rahmetle andıklarını söyledi. Alpgüvenç şunları söyledi: “Osmanlı Devleti’nin meşru hükümdarı Sultan Abdülaziz, 30 Mayıs 1876’da Serasker Hüseyin Avni Paşa’nın liderliğinde bir askerî darbe ile iktidardan uzaklaştırılmış, dört gün sonra da intihar süsü verilen bir cinayet sonucu öldürülmüştü. Kolağası (Yüzbaşı) çerkes Hasan Bey, vatansever Sultan’ın şehadetinin on üçüncü günü (17 Haziran 1876), ‘İhanet çetesi’nin Beyazıt’taki Mithat Paşa konağındaki toplantısını basarak, Serasker Hüseyin Paşa’yı cezalandırmıştı. Hasan Bey, canını feda ederek gerçekleştirdiği bu davranışıyla büyük bir hizmet ifa etmiş, meşru Sultana ve dolayısıyla millete karşı işlenmiş olan millete hıyanet suçunun cezasını tek başına vermişti. Onun bu delice hareketinin sonucu, “Darbe çetesi” arasındaki dayanışma bozulmuş, mukaddes sayılan Osmanlı hükümdarına el kaldırmanın, hiç umulmadık bir şekilde cezalandırılabileceği anlatılmak istenmişti.”