Çerkeslik Şövalyeliktir

Zafer Süren Ajiba

Abazaca sözlükte(1) iki kelime vardır;

a - çırkaza

b - çırkatsa

çırkaza” kelimesinin sözlük karşılığı “Yiğit”, “çırkatsa” kelimesinin sözlük karşılığı ise “şişinen, kendini olduğundan fazla gösteren” olarak verilmektedir.

Her iki kelime, biri ortak olan iki kelimenin birleşmesinden meydana gelmiştir. “çır” ortak kelimedir. Fakat anlamları değişiktir. “çır” bitişik bir kelime olarak kabul edilir ise anlamı hem Abazaca hem Adigece de(2) “çelik” anlamınadır. “çı+r” olarak ayrı düşünülür ise , “çı” Abazaca ve Adigece de (“şı”-Besleneyce de “çü”) “at” anlamına gelir. “r” ise “ona ait- onunla ilgili” anlamını verir. “çı”’nın diğer bir anlamı da “şiş (şişmek, şişmiş)”dir. “kaza” ise “deha, üstat, usta, beceri sahibi” anlamın gelir. “katsa” ise “ yapmak” eyleminin emir şekli olup “yap” anlamınadır.

Bu kısa açıklamadan sonra “çı-r-katsa” kelimesini, sözlük anlamı olan “şişinen, kendini olduğundan fazla gösteren” olarak tekrar yineleriz.

çırkaza” kelimesi de “çı+r+kaza” şeklinde bitişik bir yapıdadır. Fakat tarihsel süreç içinde bu kelime “çı+r+kaza” olarak mı gelişti yaksa “çır+kaza” olarak mı gelişti? Bu gün için bunu anlamak zordur. Hangisinden gelişmiş olursa olsun sonuç olarak “yiğit” anlamını kaybetmez. çünkü her iki yapıda bir zoru başarmayı ifade eder ki bunun karşılığı da “yiğit”tir.

Şimdi bu iki yapıyı yakından inceleyerek anlamlarını irdeleyelim. Kelime “çı+r+kaza” yapısı üzerinde gelişmiş ise anlamı “ atın ustası, üstadı” şeklinde olur. “çı” kelimesinin “at” ve “r” ekinin “ona ait, onunla ilgili” olduğunu yukarıda açıklamıştık. “kaza” kelimesi ise “Abazaca “deha, üstat, usta, beceri sahibi” ve Adigece “aza” = usta anlamındadır.

Kelime “çır+kaza” üzerinden gelişmiş ise “çelik ustası, üstadı” anlamına gelir. Burada da bir zoru başarmak eylemi saklıdır.

Bilindiği üzere at M.ö.3000 ler de evcilleştirilmiş(3), demir M.ö.3000 itibaren biliniyor olmasına karşın, M.ö.1200 itibaren endüstriyel çapta kullanılmaya başlanmıştır(4). ( “at” için Luvi dilinde a-su-wa, Sanskritçe’de asva, Avesta dilinde aspa, Eski İngilizce’de eoh, Eski İrlandaca’da ech, Litvanyaca’da asva (=kısrak) terimleri kullanılıyor (3)).

Birileri “nedir bu çorba” diyebilirler. Bir kelime yarı Abazaca yarı Adigece açıklanabilir mi? Abazaca ve Adigece birbirlerinden bu denli ne zaman ayrıldılar ve her iki dil birbirlerinden ne kadar ortak kelime ve kelime kökeni taşıyor biliyor muyuz?

Bir de şunu söylemekte yarar var. Geçmişte, bir derneğimizde yapılan toplantıda Yalçın Karadaş arkadaşımız Pof. Dr. Sumru özsoy’a şöyle bir soru yöneltmiş idi: Ubıhça nasıl bir dildir, yani Abazaca ve Adige diline yakınlığı nedir? Aldığı yanıt söyle olmuştu; Abaza dilinin %55’ı, Adige dilinin %45’ı Ubıhçadır.( Sayın Pof. ,Ubıhça’nın %55’ı Abazaca, %45’ı Adigece demiştir). Bence, kesinlikle bilinmelidir ki Ubıh dili Adige ve Abaza halkı için bir üst dil idi. Ubıh dili zayıflayıp ve yok oluşa doğru giderken Abaza ve Adige dilleri gelişmiştir. Rus Bilimler Akademisi’nin Ubıh halkını Adige halkının altına yazması bir aymazlıktır(5). Diğer bir değişle Ubıhlar çerkes ise Abazalar haydi haydi çerkestir.Cigh (Ciget)halkının Sadz* (6),Kuzeyli Abazların da Kartvel kaynaklarında Cik (Zih) diye anıldığı da biliniyor(7).

Evet demiştik ki ; “çIRKAZA” “yiğit” demektir. İster at’ı evcilleştirerek bu adı alsın isterse demir ve çeliği işleyip, ona hayat vererek almış olsun sonuç değişmez. O kişi zor bir işi başarmıştır ve “atın baş ustası” veya “çelik ustası” olması onun yiğit olmasını engellemez. Ve uzun bir tarihsel evrimden sonra karşımıza “çIRKAZA = YİĞİT” olarak çıkmıştır.

Peki “çırkaza” ne zaman “Cirkassi” olmuştur? Tabi ki zırhı(8) giyip, ata binip, savaş gereçlerini kuşandığı , “Şövalye”- “Alp” olduğu zaman. Daha önceleri de bilinmesine ve kullanılmasına rağmen, genel yaygınlık kazandığı M.S. 900 yıllarda, Türklerin Moğollar önünden uzaklaşmak için yeni yurt aramaya koyulduklarında, onların ardından da Moğolların Kafkasya coğrafyasını zorlamasıyla, daha sık kullanılır hale gelmiştir(5). çünkü gelenleri karşılayanlar ve onlarla mücadeleye girişenler at üstünde zırlanmış ve silah kuşanmış olan “çIRKAZA-YİĞİT” Şövalye-Alp ruhuna sahip insanlar idi ve kendilerini “çIRKAZA” diye tarif ediyorlardı. Hiçbir yabancı “çırkaza” kelimesindeki “z” telaffuzunu doğru yapamaz. Bu ses tam olarak Türkçede ki “z” sesi değildir. “z” ile “s” arasında bir sestir. Ve de Abazaca - Adigece dolayısı ile de Ubıhçaya ait bir sestir. Yabancı dillerde çift “ss” ile betimlenmesi de ondandır. Batı dillerinde Cirkassi ve doğu dillerinde çerkez/çerkes denilmesinin nedeni de budur. çünkü yabancılar onlardan duydukları “çIRKAZA-YİĞİT” tabirini, kendi telaffuzları ile yine onları tarif etmek için kullanmışlardır.

André Clot, Memlukların Mısırı adlı yapıtında bu ruhu şöyle betimliyor:”Ateşli silahları kullanan askerler, zenciler, Türk soylular, Mağriplilerdi; aralarında asla Memluklar yoktu, çünkü onlar, tıpkı bir önceki yüzyılda olduğu gibi bu küçültücü araçlarla savaşmayı aşağılanmak olarak algılayacaklardı”(9). Pers ve Doğu Roma Saray Muhafızı, Altınordu, çar ve Mısır ordularında ücretli, Osmanlı da asker olarak hizmetlerinin nedeni bu şövalyelik ruhlarıdır. Onun için hiçbir Kafkas halkının adı çerkes değildir. Tek başına Adige halkının ismi değildir. Tek başına Abaza halkı da çerkes değildir, tek başına Ubıh haklıda çerkes değildir. çerkes kavramı hiç kimseye ait değildir; bu kavrama inanan ve kendini çerkes hissedenlerindir. Bazılarını yaptığı gibi nasıl Abaza kavramı “Apsuvalık”a indirgenemeyeceği gibi çerkes kavramı da “Adigecilik”e indirgenemez. çERKES başkaldırının, kahramanlığın yiğitliğin, yiğidin veya bu yiğitlerden meydana gelen gücün, birlikteliğin Kafkas coğrafyasındaki ortak adıdır.

Eskilerin dediği “Her Adige çerkes’dir. Fakat her çerkes Adige değildir”(10) sözü de geçerliliğini dün olduğu gibi bugünde hala koruyor.

Onun için eskiler demişlerdir ki;

-Yışpagi çırkazaraooyt: Nasılda yiğitlik taslıyor.

-çırkaza yepş: Yiğit gibi

-çırkazara yılu ma? : İçinde yiğitlik taşıyor mu?

-çırkazara yıknagooyt: Yiğitlik yakışıyor.

-çırkazara yılop: İçinde yiğitlik var.

-çırkazara dazaayt: Yiğitlik üstün geldi.

-çırkaza dıpsıri vumcuan: Yiğit ölürse ağlama.

Ve onun için diyoruz ki: çERKESLİK ŞöVALYELİKTİR.

Ve onun için diyoruz ki her ne olursa olsun kendini şövalye hisseden her Kafkasyalı çERKESTİR.

----------------------------

1-Abazaca Sözlük, Sohum 1986, K.S.Şarkıl- B.H.Konçariya

2-Türkçe-Adigece, Adigece-Türkçe Sözlük, Ankara 2007, Fahri Huvaj

3-Hint-Avrupalıların İzinde, Dost Kitapevi, Ankara 2002, J.P.Mallory

4-Demirciler ve Simyacılar, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2003, Mircea Eliade

5- http://cherkessia.net/news_detail.php?id=3768

6-Soçi’nin Sürgündeki Sahipleri, çERKES-VUBIHLAR, Ankara 1998, Sefer Berzeg

7-çerkeslerin Etnik Kökeni, KAFDAV 2009,Ruslan Betrozov

8- Adige dilinde zırh “aшьо” (aşo) demektir, “post” tan gelir(Bk:2). Abazaca da post “açüa” demektir (örneğin: koyun postu: уаcaцъа)(Bk:1).

9-Köelerin İmparatorluğı, Memluklerin Mısırı, Epsilon Yayınları, 2005, André Clot

10-Tarihte Kafkasya, İstanbul Matbaası, İstanbul 1958,General İsmail Berkok

* Kuzeyli bir Abaza boyu

- zırh (Ab.):къалёы / -zırh(Ad.): aшьо

a- çırkaza / эырха7а : yiğit (burada “ха7а”: yetişkin erkek anlamınadır. Doğrusu ve anlamlısı эырйаёа olmalıdır.)

b- çırkatsa/ эырйасара : kendini olduğundan daha büyük göstermek.