Deprecated: Assigning the return value of new by reference is deprecated in /home/kafkasevi/public_html/system/database/DB.php on line 83
Kafkasevi.com
İki Çerkesya veya Balkan Çerkesleri Therakesler Üzerine -II-

Balkar Selçuk

Birinci Bölüm İçin Tıklayınız

Balkanlar da yaşayan Therakeslerle Kafkasya'da yaşayan çerkesler arasındaki benzer noktalar, isimler, mitolojik temalar dışında somut kültür ögeleriyle de kendisini göstermektedir. Bu bağlamda çerkes kültürü ile Therakes kültürü arasındaki bir diğer ilişki de Kafkasya'da daha çok çerkesya'da göze çarpan dolmenlerin varlığıdır. Her iki bölgede hem Thrakya'da hem de çerkesya'da dolmenler göze çarpmaktadır.

Nart mitolojisinden beri dolmenler Kafkasya için hayli önemlidir. Bazı bilim adamları bu dolmenlerin taş şeklinde yapılanlarının mezar olduğunu, buna karşılık gerçekte dolmenlerin aynı şekilde ev olarak ağaçtan yapıldığı fikrindedir. Dolmenlere gömülen cenazelerin daha çok toplum için önemli kişiler olduğu, sıradan kişiler için dolmen yapılmadığı ileri sürülmüştür.

Gerçekten de çerkes masal ve anlatılarında cücelerin dolmenlerde yaşadıkları anlatılmaktadır.Söz konusu dolmen kültürünün Thrakya-Kafkasya ve Kuzey Hindistan (Sind) bölgesinde yoğunlaşması Mö III. Binyıllarda Kuzey Hindistan'a yapılan Kafkasyalı Kavimler göçünü akla getirmektedir.1

Therakesler ile çerkesler arasındaki bir diğer benzerliği yakalamak için tarihçi Heredot'a kulak vermek gerekecektir. Heredot’a göre çocuklarını köle olarak yabancılara satan ve yabancı ordularda ücretli asker olarak görevlendirilen bu halk için dövme yaptırmak, savaş ve soygunculuk dışında hiçbir iş görmemek kibarlık ve soyluluk belirtisi olarak algılanmakta; buna karşılık toprakta çalışmak ise çok aşağılanan bir iş olarak görülmektedir.2

***

Therakes'lerle çerkesler arasındaki benzerliklerden birisi de bazı tanrı isimlerinin ortak olmasıdır. Therakes tanrısı olarak bilinen Hera'nın lakaplarından bazıları Yunanca olarak değil Therakes dilince kullanıldığı şekliyle yazıtlara kazınmış ve kayıtlara geçmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Bu isimler ise diğer Therakes isimlerinde olduğu gibi çerkes isimleriyle benzeşmektedir.


Bu isimlerden bazıları tanrıça Hera'nın Yunanca olmayan sıfatları “Mamuzen” ve “Malene”dir.

(Ana) Tanrıçanın Anadolu’daki yer adlarından türeyen ve çok sayıda olan sıfatlarının MS ilk iki yüzyılda çoğaldığı bilinmektedir. Bu sıfatlardan bazıları, Meter Salsaoudene, Meter Tazene, Meter Pontanene ve Meter Malene olarak geçmektedir. Küçük çekmece’de bulunmuş adak stelinde [Kat. no. 2.34] geçen “Mamuzenos” epithetinin,3 Tanrıçanın Anadolu’daki yer adlarından veya kutsal alanlardan türediği düşünülen ... Meter Malene gibi çok sayıdaki sıfatından bir tanesi olduğu....”4

Ana tanrıçanın Therakes dilindeki sıfatları olan Malene ve Mamuzen, isimleri çerkesçe’deki“Male, Mamıde, Mamıtze, Matuzan” gibi isimlere hayli benzemektedir. Bu gün Türkiye çerkeslerininin geleneksel olarak kullandığı bu isimler içerisindeki birçok isim, eski Anadolu ve Babil uygarlıklarında da karşımıza çıkmaktadır.

Therakesler'in ulusal isimleri geleneksel çerkes isimleriyle benzeşmektedir. Therakeslerin Grekler tarafından “Perike” olarak adlandırıldığını biliyoruz. Bu isim çerkesce'deki kadın ismi “Periqa”ya olan benzerliğiyle dikkat çekmektedir.5

çünatıko, bir Therakes boyu olan Getae'lerin isminin tamamen çerkesçe olduğu ve “Kılıç yapıcısı-ustası” anlamına geldiğini söyler. Erzen ise Therakeslerin üç önemli kabileden oluştuğunu ve bunlardan birisinin de Grekler tarafından “Kılıç Taşıyan Therakesler” şekilinde adlandırıldıklarını söyler ve çünatıko'yu doğrular. 6

Namitok’a göre Therakeslerin ve çerkeslerin ortak milli çalgısı olan fülütle ilgili benzer terimler de ürettikleri görülmüştür. “Torelle” Therakeslerde ölüler için flüt eşliğinde söylenen bir şarkıdır. Sözcük ses taklidi değildir, bir yakınma, bir ağlayıp sızlanmadır ve çerkesçe torel'e (Khabardey çerkescesinde), terel'e “ölelim” çerkesçe l'en “ölmek” fiilinin dilek kipiyle te “biz” ve dilek kipinde araya giren r ile açıklanmaktadır.7 Torelle çerkes dilinde “biz de ölelim” anlamına gelmektedir.

Bununla birlikte çerkesçe'deki bazı isimler birden çok halkta karşımıza çıkmaktadır. Bu isimlerden en dikkat çekeni “Bitu”dur. Bu isim hem Keltler de hem çerkesler de hem de Babil Kas'larında ve Therakes'lerde karşımıza çıkar. Keltlerin çerkeslerle aynı adı taşıyan Tolleste-boi boyuna karşın çerkesler de Tollesten ismi hem kişi hem boy ve köy ismi olarak vardır. Khabardey Prens soylarından birisi de Tollesten'dir.

Keltler bu boyların başındaki yöneticilerine Tetrark adını vermişlerdir. Bu Tetrark'lardan en meşhuru Mitridates VI Eupator kişisel muhafızı olan Bitu'dur. Mitridates VI Eupator uzun süren mücadelelerinin sonunda Romalılara yenilmiş, ancak her defasında da Kafkasya'ya sığınarak güç toplamıştır. Sonuncu yenilgisinde Kırım'a çekilen Mitridates burada Kafkasyalılardan ve Keltlerden oluşan bir orduyla Roma imparatorluğunun kalbine, yani Roma'ya bir saldırı planlamış, ancak umduğu sefere çıkamadan öz oğlunun isyanıyla öldürülmüştür. çerkesçe dâhil birçok Kafkas dilini konuşabilen bu kralın son anına kadar başında duran kişi Keltlerin meşhur Tetrark'ı Bitu olmuştur.

Bitu ismi çerkesler'de de yaygındır, Khabardey kral isimleri arasında Bitu ismi İnal soyundan gelen İdar adlı prensin oğlu olarak geçer. Bitu ölümünün ardından Khabardey bölgesinde yapılmış bir tümülüsün içerisine gömülmüştür. Milattan yaklaşık olarak 1200 yıl önce Kafkasya'dan Babil'e inip Babil'in yönetimini ele geçiren Deniz Kavimleri ve onların ardılları arasında yer alan Kas'ların Bitu ismini kullandıkları bilinmektedir. üstelikte Kas'lar Bitu ismini çerkesçe'de kullanılan başka bir isimle birlikte kullanmaktadırlar. Bu ikinci isim Matu'dur. Kas'lar çerkesçe'de halen kullanılan bu iki ismi kil tabletlere de işlemişlerdir. çerkesçe'deki bazı isimlerin çok önceden kurulan bazı sistemleri akla getirdiği ve bu sistemi taşıyan halklar ortadan kalksa da, kurulan sistemler yok olsa da onların anılarının söz konusu isimler vasıtasıyla korunduğu görülmüştür. çünkü Kas'lar Bitu ve Matu isimlerini bir çeşit timar sisteminin içindeki terimler olarak kullanmışlardır.8

öte yandan Therakesce ve çerkesçe kişi isimleri kadar yer isimleride benzeşmektedir: Asgizane, Sangidana, Baskon, Bagas, Kaberzos gibi yer adları çerkesler arasındaki Azyg, Sanig, Abask, Baske ve Khabardey isimlerini çağrıştırmaktadır. Nitekim Therakes'lerin Peteres ve Pedisara ve Adis isimlerine karşılık çerkesçe'dePeterez, Pedis ve Adis isimleri ulusal isimler olarak dikkat çekmektedir.

Ayrıca Therakes yer adlarında “pa” son ekiyle oluşturulan Burdapa, Zaldapa, Rhodope, Merope yer adlarına karşın çerkesçe'de Gorgippa, Pantikape (Kerç), Ulap, Lalap, Anapa ve Maykop kent isimleri dikkat çekmektedir.9


                     Namitok’a Göre Therakes’lerde ve çerkeslerdeki
                                      Bazı Ortak Kişi İsimleri
:

Therakes İsimleri

çerkes İsimleri

Aulu-zene, Aulu-zanos, Muka –zanus

Zane, Zanoko10

Amadokos, Medekos, Medos, Metokos

Medeko, Demedako, Met, Mat

Adamaz, Atamas

Aşemez, Tamas

Orsaboris, Orsoaltios, Uarzobalos

Worzebes

Bastakos, Sobastos, Strombastos

Bastoko11, Baste

Pedizas
Pedis12
Padumas
Batmaz

Maisides, Maisira, Maifarnes

May

Gorgas, Gorgippos

Gorgoj, Gorgonıjj13

Teres

Terez, Peterez14

Zeipos, Zopas

Dzepej

Sitalkes-Sit Alkas-Rametalkas-Ra Met Alkas

Ra15, Met16, Alkas, Alhas, Alkes

Kotys, Kotykkos

Kotuko-Kaytıko17-Kotuş

Bato, Baton, Battas

Batin-Badin18, Batoko19

Bithus: Kaslar, Keltler ve Therakeslerde yaygın bir erkek ismi

Bit-Bitu20
Kardenthos
Kardan-Karden21

Manius: Paplagonia'da Manes

Mane-Manej'unko22






Therakes Krallarına Genel Bir Bakış

Troia Savaşı'ndan önce Avrupalı “Therakes-çerkes”lerin çok köklü ve parlak bir uygarlığa sahip oldukları İlyada ve Odisse'den başka birçok eski Yunan eserinden de anlaşılmaktadır. Fakat yaklaşık on yıl süren, bütün Asya ve Avrupa halklarını ilgilendirmiş ve etkilemiş olan feci Troia savaşları sonunda, “Krallar Kralı” olarak adlandıran Troia hükümdarlarının yenilmeleri, büyük bir çekim merkezi olan ve Akdeniz ile Karadeniz arasındaki geçişi denetim altında tutan Troia'nın düşmesi, bununla birlikte saldırgan Akhaların da hemen bütün komutanlarının bu savaşlarda ölmüş olması Therakes'lerin de bu yıkımlardan etkilenmelerine neden olmuştur. Homer Troia Savaşı’nda Akhalarla girdikleri çatışmalarda ölen Therakeslerden söz etmektedir.

Sonraki dönemlerde ise İskitlerin istilaları Kafkas çerkesyasında olduğu kadar Balkan çerkesya'sında da büyük yıkımlara ve düzensizliklere neden olmuştur. Strabon kendi yaşadığı dönemde 22'den fazla kabile halinde yaşayan Therakeslerin 200 bin piyade ve 15 bin süvariden oluşan bir orduları olduğunu yazmıştır. Muhtemelen kendisi de bir Therakes olan ve ailesinin bir kısmı hemen her zaman Kafkas çerkesya'sında ve Kolhide'de yaşayan Strabon'un bize ulaştırdığı bilgiler hayli önemlidir.

İskitler Trakya bölgesine Mö 521 ile 485 arasında saldırmışlardır. Ancak akınlar Therakesleri egemenlikleri altına alamadan sonuçlanmış ve Tuna bölgesinde “Kate'lerin çölü” adı verilen bölgede yok olmaktan son anda kurtulmuşlardır. O dönemden sonra Doğu Trakya'da Odryss/Adrışş (Karşıyaka) Krallığı kurulmuş ve diğer Therakes kabilelerini egemenliği altında toplamıştır. Bu krallığın ilk önemli kralı olan Tireş'ü diğer Therakes kabileleri ile savaşıp onları itaat altına alırken İskit kralı Ariapştes'e kızını vermiş ve İskitlerle iyi geçinmeye çalışmıştır.

Mö 428'de babasının yerine oğul Sit Alkas geçmiştir. O, Therakesler için çok önemli bir lider ve ulusal birliği sağlayan bir komutan olmuştur. Atinalılar ile Spartalılar arasında yaşanan Pelopones savaşında her iki taraf da Trakya'da yaşayan çerkeslerden destek almak için çalışmışlardır. Mö 428 yılında Therakes tahtına Sit Alkas geşmiştir. Sit Alkas, babasından çerkeslerin ancak bir ulusal birlik kurulması sayesinde varlıklarını koruyabilecekleri öğütünü almış, buna inanmış ve büyük bir başarıyla uygulamıştır. Bütün Trakya'yı kendisine bağlamayı başaran yeni kral 200 bin kişilik bir ordu oluşturmuştur.

Pelepones Savaşları esnasında Atinalılar ve Spartalılar Sit Alkas'ın desteğini almak için birbirleriyle yarışmışlardır. Sit Alkas ise bu savaşta Atina'ya destek olmuştur23. Bunun karşılığında Atinalılar Sit Alkas ve oğlu Sidocus'a vatandaşlık ünvanını vermişlerdir. (Sidocus/Sidoque ismi Sidaq telaffuzuyla çerkesler arasında Kafkasya'da da kullanılmıştır. Bu isim günümüz Khabardey çerkeslerinde bir soyadı olarak kullanılmaktadır.)

Sit Alkas döneminde Therakesler Makedonya'ya bir askeri sefer düzenlemiş ve Makedon kralı Peredikas üzerine 150 bin kişilik bir orduyla yürümüştür. Sonunda Makedonya bir süre istila edilmiş ve seferin sonunda Sit Alkas, Makedon kralının kız kardeşiyle evlenerek ülkesine geri dönmüştür. Sit Alkas Mö 424 yılında Triballer ile girdiği bir savaşta ölmüştür.

Sit Alkas'ın yerine yeğeni Şşawtes kral olmuştur. Hem Makedonlar hem de Yunanlılarla iyi ilişkiler kuran Şşawtes ülkenin yıllık gelirini 400 Talant'a kadar çıkarmıştır. Şşawtes'in Mö 405 yılındaki ölümüyle Therakes krallığı Medoko, Me'ejj'deş ve Tireş'ü aileleri arasında üçe bölünmüştür. Meşhur Onbinler'in kumandanı Atinalı Ksenefon ve askerleri ülkelerine geri döndüklerinde Me'ejj'deş'in oğlu II. Şşawtes'i Trakya'nın kralı ilan etmişlerdir.Mö 358 ile 382 tarihleri arasında Therakeslerin krallığını I. Queddışşe yapmıştır. Bu dönemde Triballer Thrakya'nın batısını istila etmişler ve bu durum I. Queddışşe'nin iktidarını zayıflatmıştır. Bu kral Gelibolu yarımadası için Atinalılar ile savaşmıştır. Mö 364'den 358'e kadar süren savaşların sonunda kral Quedışşe, Enos'lu iki Yunanlı tarafından öldürülmüştür.

Ardından Therakes tahtına geçen Qereşşawbılepıte/Kersobleptes Makedonya kralı Filip'e karşı savaşmak zorunda kalmış ancak Mö 343 tarihinde yenilerek Makedonya kralına vergi vermek zorunda kalmıştır. Sonraki dönemlerde Makedon kralı Filip ile Therakesler arasında uzun süren çatışmalar yaşanmıştır. Sonuçta çatışmalar Makedon kralının lehinde sonuçlanmıştır. Ancak Filip Mö 336 yılında öldürülmüş ve yerine oğlu Büyük İskender kral olmuştur. Ardından Asya'da yapacağı büyük sefer öncesinde Thrakya'ya özellikle de kuzey Thrakya'da yaşayan Triballere karşı bir sefer düzenlemiştir. İskender Mö 324 tarihinde Babil de ölünce ülkesi generalleri arasında paylaşılmıştır. Bu paylaşımda Thrakya İskenderin Lysimaque/L'ıjjımahue24 adlı generalinin hissesine düşmüştür. Yeni kral L'ıjjımahue bir dizi savaşın ardından Therakesler ve onların destekçisi İskitleri yenilgiye uğratmıştır. Mö 310'larda Therakes kralları Kuzey çerkesya'daki Bosfor Kimmer devletine 20 bin süvari ve 22 bin piyade gönderebilmiş ve Bosfor kralı Yewmyelhe'uşş'a destek olmuşlardır. çünatıko, bu durumu o dönem Therakes krallarının görece bağımsızlıklarına bağlayarak yorumlamıştır.

Ancak Mö 301 yılında Therakes kabilesi Getaş'lar kralları Tramigetaş önderliğinde L'ıjjımahue'ye isyan etmiş ve yapılan seferde onu esir almışlardır. Sonraki dönemlerde Therakesler Mekedonlarla uzun süren çatışmalara girmişlerdir. Ne var ki bu dönemlerden sonra Roma cihangirliği önce Makedonya'yı ele geçirmiş sonrasında İllyrialılar ve Therakesler Roma işgaline karşı savaşmak zorunda kalmışlardır. Bir dizi kralın ardından Therakesler son kez Ra Met Alkas döneminde bağımsızlığın tadını çıkarabilmişlerdir. Ra Met Alkas Mö 13'lerde Besse'lerle savaşmıştır. Onun ölümünün ardından oğulları 5. Quedışşe ve kardeşi Ra'ajjque P'urıjj ülkeyi kendi aralarında paylaşmışlardır.

Quedışşe'nin kardeşi tarafından öldürülmesi üzerine Ra'ajjque P'urıjj Roma İmparatoru Tiber tarafından bir şekilde Roma'ya getirtilmiş ve Senato tarafından Mısır'a sürgüne gönderilmiş ve burada ölmüştür. Trakya miladi 69 yılında Roma imparatorluğuna tamamen bağlanmıştır.25

Balkan ve Kafkas çerkeslerinde Ortak Mitolojik Karakterler

Vico, Yunanistan’ı barbarlıktan çıkaran kişinin Orfeus olduğunu söyler. Ancak savaşçı Ares’in ülkesinden Trakyadan geldiği için Orfeus haksızlığa uğramıştır. Nitekim filozof Androtion, Orfeus’u sadece Trakya’da doğmuş olması nedeniyle yedi bilgenin içerisinden çıkartmıştır.26 Orfeus kesinlikle Yunan değil Trakdır. Ancak yinede tarihin başlangıcında Orfeus, harika şiir sanatını içeren mısralarıyla Yunan dilini de çok başarılı bir şekilde ilerletmiştir.27 Orfeus Yunanlıları barbarlıktan çıkarmış ve onları bir ulus haline getirmiştir.

Hiç şüphesiz ki Orfeus bir şair olmasına rağmen Homer’den çok farklıdır. Homer insanlık çağında yaşayan ve kahramanlık şiirleri okuyan bir karakterdir. Ne var ki birçok düşünür onun bir kişi olmadığını onlarca farklı şairin geride bıraktığı tek bir isim olduğunu, hatta Yunan ulusunun bizzat kendisi olduğu görüşündedirler.28 Oysa Orfeus tanrılar çağında yaşayan, kahramanlık şiirleri değil, kozmik şiirler okuyan bir teoloji şairidir.

Orfeus29 ve Nart Aşemez ilki Balkan çerkesleri olan Therakeslerin ikincisi ise Kafkasya çerkeslerinin iki mitolojik karakteridir. Orfeus ve Nart Aşemez’in müzikle olan ilişkileri, hayvanlarla olan konuşma ve onları itaat altına alma yetenekleri benzeşir. Her ikisi de sevdikleri kadın için uzun yolculuklara katlanmışlardır. Orfeus sevdiği kadını geri almak için ölüler ülkesi’ne Kafkasya’ya inmiştir. Nart Aşemez’in sevdiği kız için hayli maceralı bir yola düştüğünü ve Hayat Ağacı’nın içerisinden geçip Ejder Soylu Siyah Adamla savaştığını tekstlerden okuyoruz. Hem Orfeus hem de Nart Aşemez müzikleriyle doğaya hayat veren karakterlerdir.30 Ne var ki Orfeus’un ölümü çok hazin iken Nart Aşemez’in ölümü anlatıcılarca günümüze getirilmemiştir.

Orfeus dostlarıyla birlikte Argonotların Seferi olarak adlandırılan yolculuğa katılmış ve Troia savaşından yüzlerce yıl önce Kafkasya’ya seyahat etmiştir. Troia savaşından sonra Argos kralı Ulisse aynı yolu izleyerek Kafkasya’ya seyahatte bulunmuştur.

Başta Orfeus olmak üzere birçok Therakes müzikle yakından ilgili olmuştur. Sanatta Therakeslerin en başarılı olduğu dal müzik olmuştur. Zeus’un ilham veren kızları Musa’ların ülkesi Pieria Trakya’da bulunmaktadır. Thrak ozanları Orfeus, Eumolpos’un babası Musaios, kithara çalmada ve şarkı söylemede Musaları yeneceğini söylediği için onlar tarafından sakat bırakılan Thamyris, flütü bulan Apollon ile yarışma cüretini gösterdiği için onun tarafından derisi yüzülen Frigyalı Marsyas Therakes dünyasında müziğin ve şarkının önemini yeterince göstermektedir. çerkes ağıtları (ğıbze-) gibi Therakeslerin de çok içli ağıtları vardı.31 Balkan çerkesleri’nin Yunan mitolojisine verdiği diğer önemli karakterler demircilik tanrısı Hephaistos (Nart Tlepş), Dionysos (Nart Thağalec), ve Ares’tir (Nart Yimıs).



Therakesler’de ve çerkesler’de Giyim Kuşam

Hem Therakesler’de hem de çerkesler de kılıç yapımındaki ustalık, at yetiştirmedeki maharet müzik ve mitolojilerindeki aynılık dışında milli kıyafetleri de benzemektedir. 32 Yamçıları, başlıkları ve genel kıyafetleri ile Therakesler ve çerkesler birbirlerine benzemektedirler.


çerkesler ile Therakesler arasında beslenme alışkanlıklarınında benzediğini ileri sürmek mümkündür. Namitok çerkeslerin her zaman ekmek yerine darı lapası yediklerini söylemektedir. Darı çerkes mutfak kültüründe çok önemli olduğu gibi mitolojide de Nart bereket tanrısı Thağalec’in Nart halkına darıyı (çerkesce adıyla Nartıhhu) vermesi ve ardından yaşananlar uzun uzun anlatılmıştır. Yine çerkesler Türkiye’ye geldiğinde onlara atfen “Yedikleri darı, giydikleri deri” denilmiştir. Balkan çerkeslerinde ise Therakeslerin Melinophagos adlı boyunun Helenler tarafından “darı yiyenler” olarak adlandırıldığını Xenepon aktarır.33

________________________________________

1Therakes, Pelasg, Kelt, İllyria, As ve Med kavimlerinin Kuzey Hindistanla olan ilişkileriyle ilgili olarak bkz.Namitok çerkeslerin Kökeni II. Kitap, Kaf-Dav Yayınları. Ankara, 2008.

2Heredot, V. 6.

3Epithet: Sıfat

4Bahar Sarıkaya, Epigrafik Buluntular Işığında Thrakya'da Kültler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Edirne Trakya üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009. Edirne.

5Uzunyayla çerkesleri arasında Periqa ismi son dönemlere kadar kızlara takılmıştır.

6A. Erzen İlkçağ Tarihinde Trakya, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 1994, İstanbul, s. 7.

7Namitok, çerkeslerin Kökeni II. Kitap, s.196.

8Bkz. Kemal Kalkan, Babil Feodalizm Araştırmaları Kas'lar Devrinde Babil, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi.<http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1040/12547.pdf >

9Daha geniş bilgi için bkz. Namitok, çerkeslerin Kökeni II. Kitap.

10Prens adı

11Prens adı, Şapsığ Sülale Adı

12Hatıkoy Sülale Adı

13Şapsığ Sülale Adı

14Nart Karakter

15Ubıh Sülale Adı

16Abhaz Sülale Adı

17Khabardey Sülalesi. “Kay-Key” ismi Pers Aristokrasisi içinde önemlidir: Key-Kubat vb.çünatıko'ya göre çerkesler de iki ayrı Kay sülalesi vardır. İlki Kayzirıqo (I. Kay oğulları) ikincisi ise Kaytıqo (II. Kay oğulları). Bkz. çünatıko, Kafkas Tarihi II. s.144.

18Nart Badinoka'nın babası

19Bjedukh Aristokrat Sülalesi

20Khabardey Kral Adı

21Khabardey Sülale Adı

22Khabardeyce Ad, daha çok karşılaştırma için bkz.Namitok, çerkeslerin Kökeni II,s .184-185

23 Thukydıdes, Peloponnesos’lularla Atina’lıların Savaşı (İkinci Kitap), Halil Demircioğlu (çev.)Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1958, Ankara, 29.

24çünatıko “Lıjjımahue”nin, çerkes dilinde “uğurlu ihtiyar” anlamına geldiğini iddia etmektedir..

25Daha fazla bilgi için bkz. çünatıko, Kafkas Tarihi II,

26 Giambattista Vico, Yeni Bilim, Doğu Batı Yayınları, Sema önal (çev.) 2007, Anakar, s.70.

27 Vico, Yeni Bilim, s.71.

28 Vico, Yeni Bilim, s.365-397.

29, çünatıko’ya göre Orfeus ismi K’ah çerkescesinde anlamlıdır. Orfeus ismi ona göre iyi anlatıcı iyi konuşucu demektir: O’uen: konuşmak, O’rıo’ate: Anlatıla gelenin anlatıla gitmesi anlamında çerkesçe’de mitoloji. Orfe: İyi konuşma, iyiyi anlatan.

30 Şorten Askerbiy, Nartlar, s.265. Aşemez'le ilgili bölümler s. 245–282. Ayrıca Hadağatle Asker, Nartlar, Cilt: V, s. 13–139.

31 Balkan çerkesleri Therakeslerle ilgili daha fazla bilgi için bkz. Namitok, çerkeslerin Kökeni II. Kitap, s.197-223.

32 Konuyla ilgili bkz. çünatıko, Kafkas Tarihi II, s.227-238.

33 Bilge Umar, İlkçağda Türkiye Halkı, İnkılâp Kitabevi, 1999, İstanbul, s.166.