Kahraman Asker Kâzım Kap’ın Arşivi…

MEHMET DAL

Tarihçi yazar Kadir Mısıroğlu’nun “Benden Geleceğe Haberler” isimli kitabında yer alan Kafkasyalıların ilgileneceğini düşündüğüm bahislerden özetler yapmaya devam ediyorum…

Abaza olan (Kapba) Kâzım Kap 1895 yılında Adapazarı’nda doğmuş. Osmanlı zamanında Küçük Zabit Mektebi (Astsubay okulu)’ni bitirerek Osmanlı Ordusu’na intisap etmiş.

1918 yılı sonlarında kurulan Kafkas İslam Ordusu’nda vazife alarak 1918-21 yılları arasında Kuzey Kafkasya'da fırtına gibi esen ve bölgedeki halkların bağımsızlığı için mücadele veren Kazım Kap, emrindeki gönüllü kuvvetlerle Beyaz Ordu'ya ve Bolşevikler'e karşı savaşmış, Karamaki’de Kızıl Partizanlarla savaşırken yaralanmış ve bu şiddetli muhasaradan güçlükle kurtulabilmiş. Mısıroğlu bu dönemde Kap’ın binbaşı rütbesine kadar yükseldiğini belirtiyor. Ancak, Bolşevikler Kafkaslar'da iktidarı ele geçirince o da 1921 yılında Türkiye'ye dönmüş ve Milli Mücadele'ye katılmış. Gösterdiği yararlılıklar sonucu kırmızı kurdelalı İstiklal Madalyası almaya hak kazanmış.

Milli mücadeleden sonra çeşitli sivil hizmetlerde bulunan Kap, İkinci Dünya Savaşı’nda Said Şamil ile birlikte bir kere daha anavatan Kafkasya’nın kurtarılması için mücadeleye atılmışsa da Almanların mağlubiyeti üzerine bu teşebbüsten de bir sonuç doğmamış.

Askerlikten ayrıldıktan sonra Ordu vilayeti dahilinde bir maden işine girmiş, fakat işleri yolunda gitmeyince ahir ömründe fakr-u zarurete düşen Kazım Kap 1980 yılında Hak’kın rahmetine kavuşmuş.

***

“Benden Tarihe Haberler” isimli kitabında belirttiğine göre Kadir Mısıroğlu sağlığında Kazım Kap’ı evinde ziyaret etmiş. Kap kendisine bir bavul dolusu Osmanlıca vesika göstermiş ve Mısıroğlu bunlardan bazılarını orada inceleme fırsatı bulmuş. Vesikaların tamamına talip olmuşsa da Kazım Kap ileride gerektikçe parça parça kendisine verebileceğini söylemiş ama ömrü buna vefa etmemiş ve tanışmalarından iki yıl sonra vefat etmiş.

Kadir Mısıroğlu bundan sonrasını şöyle anlatıyor: “Vefatından sonra oğlu Ali Cengiz Kap’ı evlerinde ziyaret ettim. Daha önce okuduğum bir belgeyi (İnönü’nün Ermeni kökenli olduğunu anlatan belge) istediğimde, O ısrarla nezdinde böyle bir dosya olmadığını söylediyse de bana pek inandırıcı gelmedi. Zira ortaya döktüğü evrakta merhumun el yazısıyla tek sahifelik bir vesikası bile yoktu. Halbuki eski yazı zamanında yetişenler Latin harflerini kullanamazlar. Benim Kurtuluş'taki evde gördüğüm bavul dolu vesaik külliyen İslam yazısıylaydı. Ali Cengiz Kap bunlardan bazılarının bana daktilo edilmiş latinize nüshalarını verdi. Bunların içinde ise asıl peşinde koştuğum davadan hiç bir alamet mevcut değildi. Bunlar daha ziyade Kazım Beyin Kafkasya’daki mücadelelerine dair yazdıkları veya kendisi hakkında gazete ve dergilerde çıkan yazılardan ibaretti.”

Anlaşılan o ki, Kazım Kap beyin bir bavul dolusu Osmanlıca vesikalardan oluşan arşivi sırra kadem basmış ve yok olmuş.

***

Ancak kısmen teselli olabileceğimiz taraf da şu ki, Kadir Mısıroğlu, Kazım Kap beyin Kafkasya’daki mücadelelerini anlatan sayfalar dolusu şahsi evrakının oğlu Ali Cengiz Kap tarafından  kendisine verildiğini de aynı bölüm içersinde belirtiyor. Elindeki bütün bilgi ve belgeleri dikkate alarak Mısıroğlu onun hakkında şu hükmü veriyor:  “Kazım Kap bey müstakil eser hacmiyle anlatılmaya değer bir kahramandır.”

           İşte böyle...
      Kahraman asker Kazım Kap’ı anlatacak o “kahraman yazarı” çok beklemeyiz inşallah.