Deprecated: Assigning the return value of new by reference is deprecated in /home/kafkasevi/public_html/system/database/DB.php on line 83
Kafkasevi.com
Arama

Kafkasya Gezi İzlenimleri-5

Murat özden

29.08.2011, Pazartesi.
Bugün arife, yarın da bayram...
Müthiş bir yorgunluk var üzerimizde.

Gazelle minibüs bizi müthiş yormuş anlaşılan. Acaba bundan böyle uzun yolculuklarımızı başka bir araçla mı yapsak diye tartışıyoruz aramızda. Ama bizim kahrımızı çekecek böyle bir rehber ve araç bulamıyoruz. Dolayısıyla sarı Gazelle ve kaptanı İzmir Arıkbaşılı Sedat gezi boyunca hep bizimle oluyor.

...

Türkiye'den Adıgey'e yerleşmiş yaklaşık 1000 kişi varmış. Bunun 700
kadarı Maykop'ta, 300 kişisi çevre köy rayon ve Krasnodar'da yaşıyormuş.

Dişeps Cafe çetaw İbrahim tarafından kurulmuş, karşı çaprazında Tetiy Cafe de Miraç Baştuğ tarafından. Maykop'taki Türkiyeli Adığeler'e ulaşmak için bu iki cafeden birine uğrayın, ya rastlarsınız aradığınıza, ya da
sizi hemen ulaştırırlar.

Yalnız beğenmediğimiz şey Türkiye'den giden çerkesler kendi aralarında Türkçe konuşuyorlar. Adıgeyliler'le, Suriyeliler'le ya da ürdünlü çerkesler'le Adıgece konuşuyorlar. Bizim dil kursunun öğrencileri, Adıgece egzersiz yapmak için gelmişlerdi Maykop'a. Bu istenildiği ölçüde gerçekleşemediği için biraz bozuluyorlar.
Bugün Maykop'u doğaçlama  gezeceğiz. Türkiye'den giden çerkesler üzerinden okumak istemiyoruz Maykop'u. Bugün  çikepşine imalatçısı sanatçı Zamudin'in atölyesini ziyaret edeceğiz.

Maykop'un pazarı varmış. Arkadaşlarım pazarı da merak ediyorlar. Bu akşam Orhan Halman şıpsi-paste yapacak. Bu konuda iddialı olduğunu söylemişti. Bakalım iddialı olduğu kadar usta mı? Test edip not vereceğiz. Yani bugün akşama şipsi-paste partisi var. Şipsi-pastenin de malzemesi alınacak. önce mükellef bir kahvaltı yapıyoruz. Yürüyerek Dişeps'e gideceğiz. Amacımız gözlem yapmak.

Maykop inanılmaz düzenli bir şehir. Hani cetvelle çizilmiş derler ya tam da öyle. Dümdüz ve planlı caddeleri var. Asla eğri büğrü sokak ve caddeler yok. Maykop ağırlıklı olarak villa şeklinde tek katlı binalardan oluşuyor. Villa şeklindeki evler son derece sempatik ve dekoratif. Yeşilliklerle inanılmaz derecede uyumlu. Ve yeşillikler arasından güçlükle görünüyorlar. Bizim de kaldığımız Sovyetler Birliği'nin son döneminde yapılmış sosyal konut apartmanlar biraz hantal.

Ergun, Orhan, Yılmaz Amca ve Vahdet onbinlerce kare fotoğraf çektiler. Ben bu gezide tek kare fotoğraf çekmedim. çünkü böyle bir yeteneğim ve hevesim olmadı. Ben bu gezinin gözlemcisi ve yazıcısıyım.

Maykop Adıgey özerk Cumhuriyeti'nin başşehri. Nüfusu 2002 yılı sayımına göre 155 bin. Bunun 113 bini Rus, 26 bini Adığe. Kalanı da diğer milletlerden. Maykop 18 Mayıs 1857'de bir Rus kalesi olarak kurulmuş ve 12 Aralık 1870'te kent statüsü verilmiş. Maykop'ta Adıgey Devlet üniversitesi, Maykop Devlet Teknoloji üniversitesi, Keraş Tembot Sosyal Bilimler Enstitüsü mevcut.

önemli bir bölümü tarih öncesine ait 70 bin  değişik objenin yer aldığı Adıgey Ulusal Müzesi, Adıgey Ulusal Tiyatrosu, Nalmes Halk Dansları Topluluğu ve birçok kültür kurumuyla bir kültür merkezi Maykop.

Yürüyerek Dışeps'e varıyor, genç arkadaşlarımızla buluşuyor, hallerini hatırlarını soruyoruz. çaylarımızı içtikten sonra çıkepşıne imalatçısı sanatçı Zamudinin atölyesinin yolunu tutuyoruz. çetaw Akif'in aracı ve başka bir arabayla gidiyoruz.
Zamudin büyük bir konukseverlik ve alçakgönüllülükle bizi karşılıyor. İki katlı evinin çalıştığı alt katını atölye ve sergi salonu olarak iki bölüme ayırmış. önce imalat bölümünde bize imalatın nasıl yapıldığını anlatıyor. Daha sonra sergi bölümüne geçiyoruz. Burası da adeta minik bir çerkes müzik aletleri müzesi gibi. çıkepşınenin geçirdiği evreleri anlatıyor bize Zamudin. çikepşine Haçeş Voredlerine (misafir odası şarkıları) eşlik etmek için kullanılırmış. İki telli bir müzik aletinden bu kadar yanık ve hoş bir ses çıkması bizi mestediyor adeta. Nart destanlarını Zamudin söylüyor, biz dejuv (eşlik) ediyoruz. Müthiş duygulanıyoruz ve heyecanlanıyoruz.
Akordeon ve pşinenin (el mızıkasının) kültür hayatımıza girişinin çok eski olmadığını öğreniyoruz. Akerdeon ve pşineden önce düğünler Kamıl (Kaval) ile yapılırmış. ünlü Kamıl sanatçılarının resimlerini görüyoruz ve isimlerini öğreniyoruz. Ayrıca dünyanın çeşitli yerlerinden topladığı müzik aletleriyle de ilgili bilgiler veriyor. Zamudin bir çıkepşine imalatçısından çok adeta bir müzik alimi. Adige destanlarına, folkloruna kültürüne öyle hakim ki. Bir çok yeni şey öğreniyoruz onun sayesinde. Allah ona uzun ve sağlıklı bir ömür versin ki, çerkes kültürüne daha uzun yıllar hizmet edebilsin. Değerli eşleri ile de tanışıyoruz. Eşi Adıgey Devlet üniversitesi Adige Dil ve Edebiyatı profesörlerinden.
Yılmaz amca dil kursu için materyal soruyor sayın profesöre. O bizi Batıray özbek'e yönlendiriyor.

Batıray özbek Almanya'da 30 yıl boyunca yabancılara Almanca eğitimi vermiş. Orada öğrendiği tekniği Adigece'ye uygulamış ve çalışması bitmek üzereymiş. Bu bilgiyi alıyoruz, hedefimizde artık Batıray özbek var.
İzin isteyip ayrılıyoruz Zamudin'in yanından.
çetav İnal'ın kurduğu Galeria alışveriş merkezine gidiyoruz. çetav İnal'la uzun bir sohbet gerçekleştiriyoruz. çektiği zorlukları ve başarılarını dinliyoruz. çetav İnal gibi bir dostumuzum Maykop'ta olması bize gurur veriyor. Onunla dost olmanın güvenini hissediyoruz.
Bu arada arkadaşlarım pazarın altını üstüne getirmişler. Şıpsi-paste malzemeleri ve Türkiye'ye götürecekleri bir takım hediyelikler de almışlar.
Ama gökkube altında hiç bir şey gizli kalmıyor. Pazarda alışveriş yaptığımız hemen de duyulmuş. çetaw İbrahim takılıyor bana: "Anavatana evde yemek pişirmeye mi geldiniz? Burada cafeler ve lokantalar Allah Allah derken..."
“Şıpsı-pasteyi de hesabımıza yaz” deyip, "Biz sadece Orhan'ın iyi şıpsi-paste yapıp yapmadığını test edeceğiz. Yoksa bütün üzerimizdeki rubleleri son kuruşuna kadar size bırakıp gideceğiz" ekliyorum. Şakalaşıyoruz.
Akşam evde toplanıyoruz. Gençler de geliyor. On kişi harala gürele ramazan ayının son iftarını yapıyoruz. Şıpsi-paste başarılıydı. Ama Yılmaz amcanın mercimek çorbası iyi olmadı. Salata, tatlı ve içeceklerle birlikte mükellef bir iftar yaptık.
Yarın Bayram, bayram namazı ve sıkı bir program var. Onun için erken yatmamız lazım. Ama ne mümkün o kadar adam bir arada olunca makara- muhabbet uzuyor da uzuyor. Geç vakit ancak yatabiliyoruz.

(Devam Edecek)






Sizde yorumunuzu eklemek için tıklayın.
Yorumlar
Tüm yorumları görüntülemek için tıklayın.
recep güler - istanbul- çorum
24 / 11
Murat arkadaşım, maykop seyehatinizi öyle güzel ve ayrıntılı anlatıyorsunki,sanki bizde sizinle oraları görmüş gibi oluyoruz,keşke çektiğiniz resimleride bizlerle paylaşsaydınız...hararetle ve sabırla seyehatinizin siyasi boyutlarını merak ediyorum,yediğiniz içtiğiniz sizin olsun siyasal temaslarınız oldumu,bizimle paylaşmanızı bekliyoruz...