Arama

Adıgece (Çerkesçe) Sayıların Kökeni ve Ortaya Çıkışı

Ber Hikmet (*)

Sayma″ eyleminin ve ″sayılar″ın ortaya çıkışının dilin oluşum sürecinde sonraki dönemlere tekabül eden bir olgu olduğu genel kabul gören bir görüştür. Fakat, saymak eyleminin insan tarafından icad edilmesi ve sayıların adlandırılması dilin oluşumunu tamamlamasından sonrasına rastlasa da, kuşkusuz ki, sayma eyleminin ve sayıların belirlenmesinin ya da fark edilmesinin temelinde dilin oluşumu ve işleyiş mantığı vardır: sayma eylemi ile sayıların kendisini göstermesi dilin oluşum mantığındaki bir argümana dayanmalıdır. Bu bakımdan da, ″sayma″ eylemini ve ″sayılar″ı insanın bir icadı olarak nitelemekten ziyade, insanın ve konuşma dilinin mantığındaki bir keşif olarak nitelemek uygun düşer.

Adıgece ses anlamsal bir dildir. Bu dil, ortaya çıkma ve varolma bakımından seslerin sözcükleri öncelemesine ilişkin arşive sahip bir dildir. Bu dilde sözcüklerin ortaya çıkması ile varolmasına canlılığın ve onun varolmasının devamı niteliğiyle canlının doğal olarak ortaya çıkardığı sesler temellik teşkil eder. Bir canlının varolmasının getirdiği bir olanak olarak ortaya çıkan sesler varolmanın ve canlılığın devamı ve ifadesi olarak kendini göstermektedir ki, bu sesler temelinde kurulan bir konuşma dili ve onun ifade unsurları olan sözcüklerin ifade ettiği olgular, nitelik ve oluşum mantığıyla ses anlamsal olarak okumamıza gelir.

Bu ifadeden olarak, konuşma dilinin oluşum sürecinin tamamlanması sonrasında, adıgecenin işleyiş mantığı temelinde keşfedilen ″sayma″ eylemi ile sayıları ifade eden sözcükler doğal olarak ses anlamsal kurguyla kendini göstermelidir. ″Sayma″ eyleminin ve sayıların ardışıklıkta kesintisizlik özelliği gösterdiği ifade edilebilir ki, bu niteliklerin bir ses anlamsal dil olan adıgece sözcüklerinde de kendini göstermesi beklenir. Nitekim böyledir ve adıgece ″saymak, sayı, sayı adları″nı ifade eden sözcükler ″göreli açılınımsal (б) generatik ilişkilik (ж)″ ifade eden ″бж″ bileşik ses anlamındaki kurguda oluşur. Adıgece ″saymak, sayı, sayı adı″ sözcükleri şöyledir: «Бжын: iş olarak ″saymak″. Бжэн: ″sayma işleminde bulunmak, sayadurmak″ anlamında ″saymak″. Бжыгъэ: sayı. Бжыгъэцlэ: sayı adı».

Bu sözcüklerin dilin işleyişinin sayma öncesinde ilgili bir olguyu ifade bakımından ortaya çıkmış olması da muhtemeldir, ama bizzat ″sayma″ eyleminin ifadesi olarak ses anlamsal kurgusuyla ortaya çıkmış olması da muhtemeldir. Ancak, ″sayma″ eyleminin çok öncelerine dayanan bir olgunun ″sayma″ eylemine temellik teşkil ettiği; ve o olguyu ifade eden sözcüklerin sonradan sayı adları olarak dilde işleyiş kazandığı adıgecede izlenebilir. Başka bir ifadeyle, bugünkü sayıların türediği tekli sayıların (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9) adıgecede ifade edildiği sözcükler insanın ″sayma″ eylemini keşfinden çok öncesindeki bir olguya dayanır. Adıgecede bu sözcüklerin ses anlamsallık alanında ve dilin oluşum sürecinde insanda ifadesini bulmuş olan felsefik ve ontolojik bir olguya ilişkin olarak ortaya çıktığı izlenebilir. Bu felsefik ve ontolojik olgu ″varolma ve varolanın varlığı″, ″varolmanın ve varolanın varlığını sürdürmesi″ ile ″varolma ve varolandan bir varolma ve varolanın ortaya çıkması″ olarak ifade edilebilir.

*

Adıgece sesleri üzerine yürüttüğümüz çalışmalar, seslerin ortaya çıkmasında geniz ve boğazda kendiliğinden ve doğal olarak ortaya çıkan sesleri gırtlakta ve onun aşılmasıyla dil organına kadar olan bölgede çıkarılan seslerin izlediğini, dilin ses çıkarma organı olarak sonradan aktive olduğunu göstermektedir. Ancak, ″dil″ ses çıkarma organı olarak aktive olduktan sonra, daha önceden çıkarılan sesleri şekillendirmesi yanında, bu seslerden dil üzerinde yeni seslerin türetilmesi de gerçekleşmiştir. Yeniden şekillendirdiği seslere ve önceki seslerden kendi üzerinde ürettiği seslere dil organı üzerinde ortaya çıkan yeni sesler de katılmıştır. Böylelikle, konuşma dilini teşkil eden seslerin büyük bir çoğunluğunun doğum yeri dil organı olmuş, dil organı bir ses bölgesi veya merkezi haline dönüşmüştür. Bu nedenledir ki, bir ses organı olan ″dil″ seslerden oluşan ″konuşma dili″nin de oluştuğu bölge ya da merkezdir; bildik dillerde bir organ olarak ″dil″ ile ″konuşma dili″ aynı sözcüklerle ifade edilir. Adıgecede de böyledir: konuşma dili ve mantık ″бзэ″dir, bir organ olarak ″dil″ ise ″dil bölgesi ya da merkezi″ anlamında ″бзэгу″dır.

Sürdürülen çalışmalarda kendini açık eden odur ki, bir organ olarak dilin ses bölgesi haline gelmesinin açılışı ″жь″ ve ″щ″ sesleriyledir. Bu seslerin anlamı ve dildeki işleyişleri de onların bu ortaya çıkışlarına uygundur: ″жь″ sesi sürekli hareket anlamındadır; ″щ″ sesi ise var kılan, var olmanın temeli ve koşulu olan bir ses anlamdır. ″Щ″ sesi sonek olarak türkçedeki ″dir″ sonekini karşılar; başına geldiği sözcük anlamının da zaman ve/veya mekan formunda var olmasını temeller. Yani, dilsel işleyişte ″щ″ sesinin bulunduğu her yerde bir varolmanın ortaya çıkışı ile değişim olarak yitimi ifade bulur; var olma ve ortaya çıkma ile varolmasını kaybetme ″щ″ sesinde temellenir. ″Щ″nın yer edinmesi ya da yuvalanması olarak ifade edilebilecek olan ″щыгъуэ″ sözcüğü her şey için ortaya çıkma, değişme ile yitiminin mekan ve/veya zamansal formda ifadesidir.

Щ″ sesinin varolma temeli ve koşulu olduğunu ifade ettik ki, ″var, varolmak″ anlamına gelen ″щыlэ, щыlэн″ sözcükleri varolmanın ″щ″ temeli ve koşulunda belirli bir zaman dilimi (lэ) için varolduğunu ifade eder. Şimdi, felsefik bir ifade olarak ″varolma varlığın görüye çıkışıdır″ ifadesini dikkate alırsak, ″щыlэ, щыlэн″ sözcüklerinde bulunan ve ses anlamını varolmanın temel ve koşulu nitelemesiyle ortaya koyduğumuz ″щ, щы″ sesinin varolma ve varolanın belirli bir zaman için varlığını sürdürdüğü temel olmak bakımından ″varlık″ anlamına geldiği ifade edilebilir ki, ″щыlэ, щыlэн″ sözcüklerinin kurgusunda varlığın görüye çıkışı ″щ, щы″nın belirli bir zaman (lэ) için işleyişi ya da kendini göstermesi olarak ifade bulmuştur. - Yani, ″varlığın görüye çıkması″nda ortaya çıkan ″varolma″ olgusu belirli bir zamanla sınırlı bir görüdür de. Bu ifadeden olarak, ″щыlэ″ sözcüğü ″щ, щы″nın fonksiyonel zamanın (э) belirli bir süresi ya da limitindeki (lэ) işleyişinde kurulmuş olan bir ifade olarak, varlığın görüye çıkmasında ortaya çıkan bir ″varolma″yı ve bir ″varolanın varolması″nı, aynı zamanda başlıbaşına ″varolan″ı ifade eden bir sözcüktür. Bu ifadelerin işaret ettiği olgunun gerçekleşmesi olan ″varolmak″ fiili de ″щыlэн″dır.

Bir harf yazımı olan ″щ″nin birim bir ses olarak seslemi ″щы″dır; bu bir ″sayı″ da ifade eder ve ″3″ün adıdır. Ama dilin oluşum sürecinde ″щы″nın bir ″sayma″ eylemi ürünü olarak ve bir ″sayı″ niteliğiyle ortaya çıktığını söylemek mümkün değildir; o dilin oluşumu sürecinde kendi ses anlamıyla ve bu ses anlamda varolmanın temeli ve koşulunu ifade bakımından bir ″ses sözcük (щы)″ olarak dilde işlemiş, bu işleyişine uygun olarak da ″sayma″ eyleminin keşfinden sonra bir ″sayı″nın adı (щы: 3) olmuştur. ″Щ″ üzerine varlık ve varolmaya ilişkin kullandığımız ifadelerle birlikte, onun bu yazıda izlenebilecek olan işleyişi ve anlamının temelliğinde, sayma eyleminin ortaya çıkmasıyla ″3″ sayısı ″щы″ olarak adlandırılmıştır. öyle anlaşılmaktadır ki, ″3″ sayısı varlığın görüye çıkmasının koşulu olan bir sayı da olmalıdır. Bu ifadeye uygun olarak, ″3″ sayısının ″щы″ ile nitelenmesi ″щ″ ses anlamında bir kayma değil, ses anlamına uygunluğu bakımından ″щы″ seslemi bu sayının da (3) ifadesi olarak dilsel işleyiş kazanıp, anlamını bu sayıda sürdürmüştür.

Bu ifadeden olarak söylemek gerekirse, varolma bütününün kendisi de, her varolma durumu ile her varolan da ″щы (3)″ temelinde ve koşulunda mümkün hale gelir, - atfettiğimiz nitelikler olan ″fizik ve somut″ ya da ″fizik dışı ve soyut″ kavramları bunu değiştirmez. Varolma kozmik bir geometride olmaktır; ve her şey bu geometriye uygun olarak varolur ve bu geometride herşey geometriktir. Bir geometrinin mümkün olma temeli ve koşulu da ″3″tür; varolmanın varlığının temel geometrisi üç boyuttur; ona yeni boyutlar eklenmesiyle, onun varolmasının temeli ve koşulu olan ″3″ değişmez. ″Boyut″ dediğimiz şeyin de varolması ″3″ unsurla mümkündür ki, bu boyutların da kendisine katıldığı söz konusu varolma ya da varolanın kendisinin mümkün hale geldiği ″3″ böylece katlanabilir, ama yok olmaz, katlanmış ″3″ler olarak varlığını sürdürür ve olagider.

Varolmayı mümkün kılan bu geometri, kapsadığı üç unsur ve boyutun bir generatik ilişkililiği aşkın olduğu bir birliktir. Varolma üç unsur veya boyutla ortaya çıkan böyle bir birlik olmak bakımından, başlıbaşına ″bir″ olarak nitelendirilen bir olgudur. üç unsurla mümkün hale gelen varolmanın kendisi ve her bir varolan üç unsur veya boyutun ″generatik aşırı″ birliği olan ve ″bir″ olarak nitelendirilebilen bir geometridir. Adıgecede ″зы″ ses sözcüğü de tıpkı ″щы″ gibi sonradan sayı adı (зы: 1) olmuştur. O da ses anlamında ve ses anlamsal bir ″ses sözcük″ olarak dilin oluşum sürecini katetmiş, ″sayma″ eyleminin keşfiyle de bu anlam ve işleyişine uygun olarak ″sayı adı″ halinde işlemeye başlamıştır.

Sayma ve sayıya ilişkin adıgece ″бжын, бжэн, бжыгъэ, бжыгъэцlэ″ sözcüklerinde izlenen ″бж″ bileşik sesinde bulunan ve generatik bağlantı kurma işlev ve anlamına sahip olduğunu ifade ettiğimiz ″ж″ sesi sürekli hareket anlamı bulunan ″жь″ sesinden doğmuş olup, onun anlamına göreli ve fakat farklı bir anlama sahiptir. Bu ses grubuna dahil olan ve ″ж″ sesini izleyerek ortaya çıkan ″з” sesinin anlamı da izlediği sesin (ж) anlamına göreli ve farklı bir anlama sahiptir. ″Ж″ sesinin generatik ilişkililiği vermesinde, ″з″ sesi bu generatik ilişkililiği aşan bir ilişkililik ifade eder. Birlik, birliktelik, odaklanma gibi olgular adıgecede ″з″ ses anlamında ifade olunur. Böyle olguların ifadesini sağlayan bu ses (з) dilin işleyişinde yeri geldiğinde bir ses sözcük (зы) olarak ″1″ sayısının da adlandırılması olmuştur.

*

Bu ifadelerden sonra, varolmanın ortaya çıkmasının mümkün temel ve koşulu olan ″щы″nın bu tezahürünün ″зы″ olarak ifade bulduğu bu varolma olgusu için elimizdeki bir matematiksel gösterimi (∩) kullanabilir, ″щы″ ile ″зы″nın aralarındaki ilişkinin bir kesişim ilişkisi oluğunu ifade edebiliriz. öyle ki, varolma ve varolanın varlığını ifade eden ″щы″ ile bu varolma ve varolanın bir bütün olarak ifadesi olan ″зыilişkisini şöyle gösterebiliriz: «щы{зы}; зы{∩щы}».

Bu gösterimde henüz bir ″sayma″ eylemi ve sayılar yoktur, bu ses anlamsal bir ifadedir. Ve burada, varolmanın temeli ve koşulu ″щ, щы″dır, ″з, зы″ onun (щ, щы) bütünlüğü ve birliğinin ifadesidir. Varolmanın mümkün hale gelmesi ve kuruluşu ″щ, щы″ iledir ki, varolmanın bu varlığını sürdürmesi de ″щ, щы″nın sürekliliğiyle mümkündür. Bu süreklilik adıgecede ″щэ″ olarak ifade bulur: ″щ, щы″nın ötelenimi, fonksiyonelliği, fonksiyonel zamansallığı ″щэ″dır.

Varolmanın ve her bir varolanın varlığını sürdürmesinin ifadesidir ″щэ″. Ama bu, bir fonksiyonel zaman olarak bir sürdürüm ifade ederken, bu sürdürümün nasıl gerçekleştiğini ve gerçekleşme serüveni ya da adımlarını ifade etmez, kapsamaz. ″Щы″ temeli ve koşulu edinerek varolma ve varolan olarak ortaya çıkmanın idamesiyle onun bu varlığını sürdürmesi, onun varolmasının yeniden ortaya çıkmasıyladır ki, bu ″щы″nın ötelenmesi ya da yeniden ″щы″ kazanmasıyladır. Bu, onun bu varlığını sürdürme ve yeniden ortaya çıkarabilmesi olarak, bu varlığını müteakip varlığa erim gücünü gerektirir. Bu erim gücü eril bir ses anlam olan ″тl″ sesinden gelir. Varolma ve varolanın varlığını sürdürmesi ve yeniden bir varolma ve varolan olarak ortaya çıkabilme gücü, kendisinde içkin olarak bulunan ya da ona dışardan gelerek içkinleşen ″тl″ iledir. Bu ses anlamın (тl) görüldüğü her yerde bir çoğalma ya da açılınım vardır ki, bir varolanın çoğalması ″тl″ ses anlamında yuvalanması olarak olgunlaşmasıyladır (тlыгъуэн). Bu ″olgunlaşma″, ürün verme durumu veya çoğalma koşuludur. O halde, ″щы″ temeli ve koşulunda ortaya çıkan bir varolma ile varolanın varlığını sürdürmesi, ondan yeni bir varolma ile varolanın ortaya çıkması, onun çoğalması, kendisine nüfuz eden ″тl″nın işlemesi ve açılımıyladır (у). Bir varolma ve varolanın açılımıyla katlanıp çoğalarak yeni bir varolma ve varolanın ortaya çıkması anlamına gelen bu ifadeyi yukarıda verilen gösterim ve anlatımlar doğrultusunda şöyle yazabiliriz: «зы{∩щы}→ тlыу → щы{∩зы}».

Bu formülasyon bir varolma ve varolanın ifadesini (зы{∩щы}), onun ″тl″ açılımını (тlыу) ve bundan ortaya çıkan bir varolma ve varolanı (щы{∩зы}) kapsar ki, bu ″olay″ın kendisi de ″щы: 3″ adımda gerçekleşir. Burada ″тlыу″ın varolma ve varolanı ifade eden ″зы{∩щы}″nın bir açılımı ve açılınsal durumu olarak erilliği olduğunu belirtmek gerekir; ve ″тlыу″ esasen varolma ve varolanda içkin bir eril güç olarak, onun (зы{∩щы}) oluşumu ve temelindeki bir unsurdur.

Varolma ve varolanın ortaya çıkması ″щы″ temelini bulmakladır ki, onun açılımından (тlыу) yeni bir varolmanın ortaya çıkması da ″щы″ temelindedir. Ama burada henüz bir ″sayı″ söz konusu değildir: bir varolmanın ve varolanın ″щы″ temelinde mümkün olması gibi, buradan bir varolma ve varolanın ortaya çıkması da ″щы″ temelindedir; ve böyle bir ″olay″ da ″тl″nın açılınımıyladır (тlыу). Gerçekleşen böyle bir ″olay″ın kendisi de ″щы″ temelinde gerçekleşmekle bir ″varolma″ kazanmış ve var olmuştur.

Bir varolma ve varolanın açılım bulmasıyla bir varolma ve varolanın ortaya çıkması olan bu olgu, bu haliyle bir kereliğine meydana gelmiş olan bir olaydır; bir varolmadan bir varolmanın ortaya çıkması süreci olarak bir kereliğine meydana gelmiş olan tekil bir süreçtir. Bir açılım (тlыу) ile ortaya çıkmış olmak bakımından da, bir sürekliliği içkin olan bir meydana gelme olayıdır. Bu bir ″olma″ halidir, ama o tekil bir ″olma″ olayıdır. Bu tekil peyda olma olayı bir kereliğine olmuşluk ve bir süreçle ortaya çıkmışlık olarak, kendisinde olma sürecini barındıran, ama henüz bu haliyle bir sürekliliğin ifadesi de olmayan bir olgudur. Bu haliyle bir kezlik bir olay ve tekil bir ″olay″ olarak ″varolma″ kazanmış bir ″olgu″dur.

Böyle bir olayın yeniden ortaya çıkması ancak, onun böyle seyrettiğini ve yolda olduğunu gösterebilir ki, böylelikle de bir tekil olay olarak kalmaz; ve süreklilik kazanabilir. Böyle bir olayın süreklilik kazanması ve bir sürecin ortaya çıkması, onun olduğu gibi yeniden ortaya çıkması ve tekrar etmesiyledir; üç unsurdan oluşan böyle bir olma olayının olduğu gibi katlanmasıdır. Böyle bir gelişme de yine ses anlamı bakımından ″тl″ açılımıyla (тlыу) mümkündür. O halde, ″щы″ bularak varolma kazanmış olan bu ″зы{∩щы}- тlыу- щы{∩зы}″ tekil olayın ″тlыу″ halini, kendisinin olduğu gibi yeniden ortaya çıkması halini görelim:

«зы{∩щы}- тlыу- щы{∩зы}»→ тlыу → «зы{∩щы}- тlыу- щы{∩зы}».

Böylece, bir varolma ve varolandan bir varolma ve varolanın ortaya çıkmasına ilişkin olarak karşımıza çıkan bu ″зы{∩щы}- тlыу- щы{∩зы}″ tekil olay ″тlыу″ ile katlanarak tekrar etmiş, tekilliğini yitirerek çoğul hale gelmiştir. Burada her bir halkasını ″olma″ olgusunun oluşturduğu bir zincirleme olay gerçekleşir ve söz konusu olayın kendisinin sürmesi haliyle bir periyodik olay ortaya çıkar. Bu, söz konusu tekil ″olay″ın tekillikten çıkarak olagitmeye dönüşmesi hali olarak bir sürecin ifadesidir. Söz konusu tekil ″olay″ tekil bir ″olma″ halinin ifadesi iken, bu ″olma″nın süreklilik kazanması gerçekleşmiş ve bir ″oluş″ ortaya çıkmıştır. ″Süreç″ ve ″oluş″ süreklilik ifadeleri olmak bakımından, tekil ″olma″ ve tekil ″olay″ın katlanması ile kendini tekrar etmesi olarak gösterdiğimiz yukarıdaki hali açarak kesintisizce gösterimini verebiliriz. Böylelikle, bir varolmanın açılımıyla bir varolmanın ortaya çıkmasını sürekliğinde göstermiş oluruz. Bir tekil ″olma″ olayının tekrarını kesintisizliğinde birleştirerek gösterdiğimizde, bu tekil olayın katlanması olarak verdiğimiz ″тlыу″ sonrası ″зы{∩щы}″yı bu dizi içinde ″щы{∩зы}″ olarak gösterebiliriz. Böylelikle, söz konusu tekil ″olma″ olgusunun üçlü tekrarını ve de bir varolmadan bir başka varolmanın ortaya çıkışının üç adımını izleyebiliriz: «зы{∩щы}- тlыу- щы{∩зы}- тlыу- щы{∩зы}- тlыу- щы{∩зы}».

Ardışık yazılmış olan bu olma zinciri üç ″olma″ periyodundan oluşan bir dalga fonksiyonudur:


Bir varolmanın açılımıyla bir varolmanın ortaya çıkması olan bir olayın tekrarlanmasıyla ortaya çıkan bu dalga fonksiyonu varolma ve varolanın varlığını sürdürmesi olan sürecin kendisinin varlık kazandığı bir periyodik fonksiyondur. Onun periyodu tekil olma olgusu olarak ifade ettiğimiz ″зы{∩щы}- тlыу- щы{∩зы}″dır. Bunun tek bir kez meydana gelme olarak kalmayıp, onun süredurmasının varlık kazanması bu tekrarın ″щы″ koşuluna kavuşmasıyladır ki, ortaya çıkmış olan periyodik dalga fonksiyonu budur. Konu ettiğimiz tekil olay, onun tekrarıyla ortaya çıkan bu periyodik fonksiyonun bir periyodu ve birimidir; aynı şekilde, bu tekil olayın tekrarının ″щы″ koşuluna kavuşması olarak verdiğimiz bu periyodik fonksiyonun kendisi de ″oluş″ sürecinin bir periyodu ve birimidir. Varolmanın ve varolanın varlığını sürdürmesi olan ″oluş″ süreci bu periyodik fonksiyonda varlık kazanmıştır ki, ″oluş″ sürecinin bir periyodu ve birimini veren ve onun varlık kazanmasının tamamlanması olan bu periyodik fonksiyonun biteviye tekrarı ″oluş süreci″dir.

Varolma ve varolan ″щы″ temel ve koşulunda ortaya çıkmakta olup, onun bu varlığını sürdürmesi ″щэ″ olarak ifade bulmaktadır ki, bu sürdürümün nasıl gerçekleştiği ve böyle bir sürecin nasıl ″varolma″ durumu kazandığına ilişkin sorun, verdiğimiz bu dalga fonksiyonunda açığa çıkmış olup, tekil bir olay olarak verilmiş olan ″olma″ olgusunun kendisi ″щы″yı bularak ″varolma″ temel ve koşuluna kavuşmuştur. Böylelikle, varolmanın sürdürümünün kendisi varolmuş ve bir oluş sürecinin varlığı tanımlanmıştır.

Bir varolma ve varolanın ″щы″ temelini bulması (щы{∩зы}) ve onun ″тlыу″ açılımı olan bu sürecin dişil ve eril ardışıklığa sahip bir süreç olduğu da açıktır.

İfade ettiğimiz tekil olayın tekrarını gösteren bu ″oluş″ süreci periyodik bir olaydır ve bir dalga fonksiyonu olarak kendisini gösterir. Bu haliyle, daha önce ses anlamsal olarak ifade bulmuş olan varolma ve varolanın tanımlanması ″зы{∩щы}″ ile onun ″тl″ açılınımı ″тlыу″ elemanlarını içeren bu dalga fonksiyonu, bir ″oluş″ süreci olmak bakımından, her bir adımının sürecin gelinen noktasındaki bir ″olma″ halini ifade eden bir farklılaşma ve yapılanma - konstürüksiyon sürecidir. Bu bakımından da, bu dalga fonksiyonunun her bir adımı - birbiriyle ilişkili de olsa - birbirinden farklılığıyla tanılanabilir - tanılanmalıdır. İşte, kendisinin de bir parçası olduğu bu dalga fonksiyonlu sürecin kendisinde kozmik olarak tanılandığı insan bunun her bir aşamasının değerini vererek adlandırır. Böylelikle bu dalga fonksiyonu, her bir adımının değerini bulduğu ve tanımlandığı bir ifadeler sürecine dönüşür. Varolma ve varolanın varlığını sürdürme süreci ve onun ifadesi olan sözcükler böyle ortaya çıkar; ve bu mantık ile bu ifadeler gelecekte yeri geldiğinde ″sayma″ eyleminin keşfine ve sayıların adlandırılmasına temel olacaktır.

*

Şimdi, varolma ve varolanın varlığını sürdürmesi ile varolma ve varolandan yeni bir varolma ve varolanın ortaya çıkmasına ilişkin bu dalga fonksiyonunun her bir aşamasına verilen her bir değerin dilsel ifadelerini görelim. Bu varolma sürecinde önce, varolma ve varolanın ″тl″ açılımlarının (тlыу) her birinin adlandırması ile verilen değerlerine bakalım.


İzlenebileceği gibi, ilk periyot ya da adımdaki ″тlыу″ varolma ve varolanın (зы{∩щы}) çoğalmasını mümkün kılan ″тl″ın açılımıyla (у) ortaya çıkmış olan ilk doğum olgusundaki ″тlыу″dır. Bu, bir varolma ve varolandan bir varolma ve varolanın ortaya çıkması olarak bir ″tekil meydana gelme″ olgusunun gerçekleşmesine yol açan ″тlыу″dır ki, verdiğimiz bu dalga fonksiyonunun ilk ″тlыу″ örneği olmak bakımından, bu oluş sürecinin tanılanması ve aşamalarına değerlerinin verilmesinde, adıgecenin işleyişi bakımından onun başlıbaşına ″тlу″ olarak ifade edilmesi uygundur.

Dalga fonksiyonunda bulunan ikinci ″тlыу″ ilk ve tekil ″olma″ olgusunun (зы{∩щы}- тlыу- щы{∩зы}) olduğu gibi katlanmasını sağlayan ve bir ″olma″ olgusunun tekrarını mümkün kılmış olan ″тlыу″dır. Bu ″тlыу″a atfedilen değer ile dilsel ifadesi ″плlы″dır. Burada ″тlыу″ın gerçekleştirdiğini ifade ettiğimiz ″katlama, katlanma″ sözcükleri de adıgecede ″плl″ sesi temelinde kurulan bir sözcüktür (теуплlэнщlэн: üzerine ″плlы″ yapmak). Bir şeyi kendi üzerine katlama gibi bir eylem ve olgunun ″плlы″nın sonradan atfedildiği ″4″ sayısıyla bir ilgisinin olmayacağı da açıktır. Ama, burada bu katlama eyleminin (тlыу) ″плlы″ olarak ifade bulması ile bir ″katlama″ eyleminin ifadesi olan sözcüğün (теуплlэнщlэн) aynı ses anlamsal (плl) temelinde kurulmasınının felsefik bir derinlik ile ontolojik temeli bulunduğu izlenebilir. Bir bileşik ses sözcük olan ″плlы″ sözcüğü ″olgunlaşma (лl) yeri (пl) veya olgunlaşmanın beslenimi″, ″olacağını olmuşluk veya olacağına varmaya yerleşmişlik″ gibi ifadelerle açıklanabilir. Gerek katlama işlemini gerçekleştirmesi ve gerek ″щы″yı izleyerek ortaya çıkması bakımından, bu aşamanın ″плlы″ olarak nitelenmesi yerinde bir olgudur.

Bu oluş sürecini ifade eden dalga fonksiyonunun üçüncü adımında kendisini gösteren ″тlыу″, dilde her varolanın kendisinde temellendiği ve ortaya çıktığı bir zemin anlamına gelen ″хы″ olarak adlandırılmıştır. ″Х″ sesi ″olma (хъу)″nın kendisinin açılımıyla mümkün hale geldiği ve ″töz″ anlamı bulunan ″хъ″ sesinden dil organı üzerinde doğmuş olan bir sestir. Konu ettiğimiz adım ve zemin ″x″ sesinin doğrudan bir ses sözcük olmasıyla (хы) ifade ve değer bulmuştur ki, burası varolmanın varlığını sürdürme halinin varlık kazanmasına ilişkin bu süreçte ortaya çıkacak olan tamamlanmış varolma halinin doğum zeminidir: sürecin tamamlanmışlığını ifade eden ″блы″ bu zeminde (хы) doğar. ″X″nın ses anlamı matematiksel olarak ″geometrik koordinat sistemi″nin ″ordinatı″na tekabül eder.

Aşağıda da, söz konusu dalga fonksiyonunda kendisini varolma ve varolan olarak gösteren aşamaların (щы{∩зы}) adlandırılmaları ile onlara atfedilen değerleri gösterilmiştir.


Her bir varolma ve varolanın başlıbaşına ″щы″ ses anlamı ve ses sözcüğünde ifade bulduğunu ve bunun bir bütün ve birlik olmasında başlıbaşına ″зы″ olarak nitelendiğini söylemiştik ki, konu ettiğimiz dalga fonksiyonlu sürecin başlangıcındaki varolma ve varolanın bu sürecin ilk unsuru olması bakımından, ona yerinde olarak ″зы″ değeri atfedilmiştir.

Konu ettiğimiz tekil ″olma″ olgusu ″зы{∩щы}″ olarak ifade edilmiş olan bir varolma ve varolanın ″тlыу″ıyla ″щы″ temeline kavuşup bir varolma ve varolanın ortaya çıkmasıdır ki, söz konusu dalga fonksiyonlu sürecin de başlamasının temeli bu tekil olaydır. Bu tekil ″olma″ olgusunda ″зы″nın ″тlыу″ı ile ortaya çıktığını izlediğimiz ″щы″nın bu dalga fonksiyonlu süreçte ilk ortaya çıkan ″щы″ olması bakımından, dilde yerinde bir ifadeyle başlıbaşına ″щы″ olarak adlandırılmış ve değer bulmuştur.

Sürecin bu aşamasında ortaya çıkan varolma halinin ″щы″ olarak adlandırılmasından sonra, onun ″тlыу″ıyla (плlы) ortaya çıkan varolma hali de ″тху″ olarak adlandırılmıştır ki, bu bileşik ses sözcük ″bir güçle veya bir güç inayetinde sürme″ anlamındadır. ″Плlы″yı tanımladığımız ifadeler hatırlanırsa, onun ortaya çıkardığı varolma hali (щы) olan ″тху″, böyle bir aşamayla ortaya çıkan bir varolma hali olmak bakımından, bu bileşik ses anlama uygun bir varolma halidir. Ancak, bu nokta (тху) aynı zamanda varolma halinin varlık kazanma sürecinin üçüncü adımının ilk varolma hali olmak bakımından da değerlendirilmelidir. Tüm bu nitelikleri dikkate alarak, bu sürecin bu ikinci adımında ″щы″ temelinde ortaya çıkıp, sürecin kendisinden itibaren devam ettiği bu varolma hali ″тху″ bileşik ses ve sözcüğünde ifade bulmuştur ki, onun böyle nitelenmesini bu sürece ilişkin olarak yorumlamak doğru olur. Bu ifadeden olarak, burası (тху) bu dalga fonksiyonlu sürecin ilk adımı olan ″tekil meydana gelme olgusu″nun katlanmasını ve tekrarını sağlayan ″плlы″yı izleyerek ortaya çıkmış olmak bakımından, söz konusu sürecin başlaması ve varlık kazanmasına ilişkin bir varolma halidir; hem de bu sürecin sürmesinde müteakip adımın da kendisinden doğduğu bir varolma halidir. Böylelikle, bu katlanma ve süreç halini almada ortaya çıkan ilk varolma hali ile bu sürecin kendisinden itibaren devam ettiği bir ilk varolma hali olmasının sonucu olarak, sürecin oluşmasıyla ilk ortaya çıkan bu varolma halinin başlamış olan bu sürecin aynı güçle devamı işlevini ifade edecek şekilde, bu aşama dilde başlıbaşına ″тху″ olarak adlandırılmış ve değer bulmuştur.

Bu dalga fonksiyonlu oluş sürecinin tamamlanması olarak ortaya çıkan varolma hali de ″блы″ olarak ifade edilmiştir. Böylelikle bir varolmanın varlığını sürdürmesi ″щы″ temel ve koşuluna kavuşarak, bu sürecin kendisi varolma hali bulmuş, varlık kazanmıştır. Bu ifadeden olarak, konu ettiğimiz bu dalga fonksiyonlu oluş sürecinin ortaya çıkardığı ″щы″ temelindeki son varolma hali ″блы″dır. Bu sürecin kendisinin ″щы″ koşuluna kavuşması ve varlık kazanmasının tamamlanması noktası olan ″блы″nın ″хы″yı izleyerek ve onun temelliğinde ortaya çıkan bir varolma hali olması da anlamlıdır: ″блы″nın ″хы″yı izleyerek ortaya çıkması, ″блы″nın ve onunla tamamlanmış olan bu sürecin ″х″nın ordinatı olduğu geometrik koordinat sisteminde tamamlanmışlıkla yer bulduğu anlamına gelir.

Söz konusu dalga fonksiyonunun her bir aşaması bu sözcüklerle ifade ve değer bulmuştur. Dalga fonksiyonunun dişil (щы∩зы) ve eril (тlыу) bir ardışıklık süreci olduğunu ifade etmiştik ki, bu aşamaların ifadesi olan sözcükler de eril ve dişil nitelik gösterirler. Ancak dalga fonksiyonundaki dişil ve erillikler temel olmakla birlikte, fonksiyonun her bir aşamasının süreçteki işlevi bakımından değer ve ifade bulmasında, sözcüklerin kurgusunda kendisini gösteren eril ve dişil nitelik süreçteki işleve uygundur. Bu ifadeden olarak, sürecin ilk unsuru ″зы″ dişil, onun ″тlыу″nın ifade edildiği ″тlу″ eril, üçüncü unsur olan ″щы″ dişil, dördüncü unsur olan ″плlы″ eril ses anlamlar temelinde kurulmuş olan sözcüklerdir. Bunların dalga fonksiyonundaki eril ve dişil değerlerle aynı olduğu da açıktır. Bir eril aşamayı (плlы) izleyerek ortaya çıkan bir ″щы″ türü ve dişil olduğu halde, süreçteki işlevinin eril olmasına uygun olarak, ″тху″ eril bir sözcük olarak kurgulanmıştır; bu niteliği eril bir ses anlama sahip olan ″ху″ sesinden gelir. ″Тху″nın bu oluşumuna benzer ve fakat onun tersi bir biçimde, bu süreçte onu izleyerek ortaya çıkan aşamanın bir eril (″тlыу″ türü) olmasına karşın, dişil bir değere sahip ″хы″ sözcüğüyle ifade bulmuştur. Burası sürecin bir ″тlыу″ aşaması olmakla birlikte, erilliğin (тlыу) ″щы″ temeli bulduğu ve dişil nitelik de kazandığı noktadır; burası, varolma ve varolanın ortaya çıktığı geometrinin ordinatı olmakla dişil niteliği bulunan ″х″ ses anlamında ifade bulmuştur. Bu aşamayı izleyerek ortaya bir ″щы″ türü çıkar ki, burası sürecin kendisinin ″щы″ temeline kavuştuğu ve sürecin varlık kazandığı yer olmakla, yerinde olarak dişil nitelikli ses anlamsal (б) kurguya sahip ″блы″ sözcüğünde ifade bulmuştur.

*

Konu edilen sürecin bir dalga fonksiyonu olmasıyla birlikte, bunun yalnızca tekil bir ″olma″ halinin ardışıklıkla tekrar edildiği periyodik bir fonksiyon olmadığı, aşamalı bir yapılanma süreci de olduğu, onun aşamalarının bu adlandırılmasında açıktır. Bu yapılanma – konstrüksiyon süreci, her bir aşaması kendisinden öncesine ve sürecin kendisine göreli bir olgu olarak değer ve ifade bulmaktadır.

Anlatılan bu süreç, ″щы″ ile ″щэ″ arasındaki ilişkinin açılımıdır ve ″щэ″nın işleyişinin bir dalga fonksiyonu olarak açığa çıkmasıdır. Bu dalga fonkiyonunun kendisi de ″щы″ temel ve koşuluna kavuşmakla varlık kazanmıştır. Ancak, bu dalga fonksiyonlu sürecin varlığının insanın onun aşamalarıyla tanılaması ve tanımlamasıyla ortaya çıkarıldığını da ifade etmek gerekir; ki, bu da bir görüye çıkma olmak bakımından, bir bakıma onun gerçek varlık kazanmasıdır.

Gerek bu dalga fonksiyonunun ve gerek onun her aşamasının tanılanması ve değerlerini bulmuş olmasının burada yaptığımız gibi bir analiz ve irdelemenin ya da deneylemenin ürünü olmadığını da teslim etmek gerekir. İnsanın kendisinin de bir parçası olduğu bu olay ile süreci tanılaması ve adlandırması, aynı süreçle oluşmuş bulunan mantığı ve diliyledir. Bu tanılama ve adlandırma bizzat dilin oluş süreci içerisinde gerçekleşmektedir. Bu, bu sürecin bir parçası olan insanın böyle bir süreçle oluşmuş mantığı ve dilinde ifade bulmuş olan kozmik bir olgudur.

*

Varolma sürecinin tamamlanmasını ifade eden ″блы″ sözcüğünü oluşturan ″бл″ bileşik sesinin anlamı ″ilişkili açılımın (б) tamamlanmışlığı (л)″ ile onun sürmesinin de altyapısı olarak ifade edilebilir. Bir bileşik ses olarak ″бл″nın dildeki işleyişi ″блы″ sözcüğüyle kalmaz. Ama onun ses anlamının doğrudan dile girdiği ve bir bileşik ses sözcük (блы) olarak ifade bulduğu bu yer, ″бл″ bileşik sesinin en temel anlamıyla dilsel anlam bulduğu yerdir. Nitekim, dilde ″бл″ bileşik sesi temelinde kurulan sözcüklerin de onun burada bir bileşik ses sözcük olarak kendisini göstermesine ilişkin olarak ortaya çıktığı izlenebilir.

Блы″ konu ettiğimiz sürecin varlık kazanmasının tamamlanmasıdır ki, bu sürecin kendisini ″блы″nın ortaya çıkması süreci olarak da ifade etmek mümkündür. Böyle bir eylem ″блэн″ fiilinde ifade bulur. Bununla birlikte, böyle bir sürecin varlık kazanmasının tamamlanması olarak ″щы″ koşuluna kavuşup periyodunu tutmuş ve ″блы″ yı ortaya çıkarmış olan bu süreç ″блы″den itibaren ve onun sürdürümü olarak devam eder ki, böyle bir eylem de ″блэн″ fiilinde ifade bulur. öyle ki, bu sürecin varlık kazanıp tamamlandığı ″блы″nın ortaya çıkması da, bu ″блы″nın ötelenimi eylemi olarak devam eden süreç de ″блэн″ fiilinde ifade bulur. Nitekim, gerek bu oluşun varlık kazanması ve gerekse bu varlık kazanmış sürecin idamesi aynı eylemdir; ″блы″nın ortaya çıkması müteakip sürecin temelinin de atıldığı periyodun ve birimin tamamlanmasıdır. ″Блэн″ fiili ″ışımak″ anlamındadır ve insan için görünür ışığın da her tür sinyalin de - enerjinin - yayılımı bu fiilde ifade bulur.

Her tür ışıma olayı ″блэн″ fiili temelinde ifade bulur ki, ″varlığın ışıması″ ve ″ışıma anı″ olarak ifade edilebilecek olan ″щыблэ″ sözcüğü adıgecede ″yıldırım ve şimşek″in ifadesidir. Ancak, yalnızca yıldırım ve şimşek değil, her türden enerji yayılım anı olarak elektronik ve fotonik gibi her türden temel parçacık ışınımı (блэн) olayları da ″щыблэ″ olarak ifadeye açıktır.

Varolmaya ilişkin temel işleyiş olan söz konusu süreçte kendisini gösteren ″щы″ ve ″блы″ sözcükleri ile bu ses anlamlarda kurulan sözcükler her bir temel süreç ve yapılanmanın ifadesinde kendisini gösterir. Bununla birlikte, bu süreç ve yapılanmanın ifade edildiği ″щы″ ve ″блы″ sözcüklerini temel alarak adlandırılmış olan ″3 ile ″7″ sayıları da böyle olgularda hep karşımıza çıkan sayılardır. Bir ışınım olarak doğal ışığın yayılımı yanında, insan gözünün görebildiği bir ışınım türü olan doğal ışık tayfı da üç temeldedir ve yedi renkten oluşur. İfade ettiğimiz bu dilsel mantığa uygun ve ″щы″ ile ″блы″ temelinde ifade bulan birçok olgu örnek olarak verilebilir. O halde, bu işleyiş ile bu ses anlam ve sözcüklerin işleyişine ilişkin örnekleri başka alanlarda da aramak gerekir.

Bu ifadeden olarak, bir işe girişme ve başlangıç yapma eyleminin o işin düzenini tutturmak ve tamamlanması sürecinin altyapısını oluşturmak anlamında, herhangi bir işe koyulmak ve başlamak adıgecede ″блэн″ fiili temelinde kurulan sözcüklerle ifade bulur. ″Başlamak, başlatmak″ eylemleri ″блэн″ temelinde oluşan ″ублэн, къэублэн″ fiillerinde ifade bulur. Bu sözcükler bir ″блы″ oluşumuna ve ″блэн″ eylemine koyulmak ve açılmak anlamına gelir. ″Giriş″ ve ″başlangıç″ da ″пэублэ″ sözcüğüyle ifade edilir.

Konu ettiğimiz süreci varolma ve varolanın varlığını sürdürmesi ve bunun varlık kazanması olarak ifade etmiş olmamıza uygun olarak, her türden şeyin başlayıp yayılım göstermesi eylemi ″блэн″ fiili temelinde ifade bulur ki, bir şeyin bir temelden (щl) itibaren ortaya çıkıp yayılması ″зэщlэблэн″ fiiliyle ifade edilir. Yeni nesil ″щlэблэ″dir.

Bu oluş süreci - her aşamasının birbiriyle göreli ilişkililiğinde - generatik bir süreçtir ve bu yazının ilgili yerlerinde buna ilişkin ifadeler de kullanılmıştır. Generatik bir sürecin en somut örneği canlılığın işleyişinde temel olarak kendini gösteren genetiğin işleyişidir. Canlılığın varolma hali ve nitelikleriyle varlığını sürdürmesi ″gen″lerine ve ″genom″una ilişkindir ve bunun da ifade ettiğimiz oluş sürecine uygun olması doğaldır. Bu ifadeden olarak, genetik ilişkililiğin de adıgecede ″бл″ ses anlamı temelinde, ″блы″nın ortaya çıkış sürecine ve ″блэн″ fiilinin ifade ettiğimiz işleyişine uygun olarak ifade bulması beklenir; ve böyledir.

Varolmanın varlığını sürdürmesinin varlık kazanmasının tamamlanması ile bu sürecin periyodu ve birimi olarak ifade ettiğimiz ″блы″nın ortaya çıkması süreci doğal olarak genetik ilişkide de temeldir. Varolmanın varlığını sürdürmesi ile yeni bir vaolmanın ortaya çıkması sürecinin tamamlandığı ″блы″ süreci bir genetik değişim ve tamamlanma sürecinin de ifadesi olmalıdır. Böyle bir süreçle tamamlanmış olan bir gen üteakip oluş sürecine tamamlanmışlığında katılır ve işler. Genetik ilişkililik bakımından, ″блы″nın ortaya çıkması süreci genetik akrabalık kümesidir ve genetik olarak ″блы″ kapsamında bulunanlar genetik sürecin aynı birimine dahildirler, genetik olarak akrabadırlar.

Bu küme her bir tekil canlının genetik ve canlı varlık olarak, dahil ve ait bulunduğu bir kümedir. Genel bir dahil olma ve ait bulunma adıgecede ″щыщын″ sözcüğünde ifade bulur ki, ″щы″nın varolma ve varlık kazanma temeli olmasında, bir varolanın dahil ve ait bulunduğu varolanı – ya da varolma kümesini – ifade eden bu sözcük en temelde genetik akrabalık kümesine dahil olma ve ait bulunmanın ifadesidir.

Adıgecede genetik ilişkilik olarak akrabalık ″блы″nın ortaya çıktığı kümeyi ifade eder; ″блы″ sözcüğünün sayı olarak ″7″ye ad olduğunu biliyoruz ve akrabalık da ″7″ aşamalı bir genetik ilişkililiktir. Bu, genetik oluş sürecinin altyapısının atılması ve onun varlığını tamamlanmışlıkla sürdürmesinin başlangıcı olmak bakımından, bir genin değişiminin tamamlanma sürecidir. Bu süreç, genetik olarak dahil olunan genetik açılım kümesi ve aynı genetik ağaçtır. Bu genetik ilişkililik kapsamında ya da kümesinde bulunmak, bir genetik tamamlanma sürecinde bulunmak olarak, bir genetik periyot ve birime dahil olmaktır; böyle bir ilişkililik içinde bulunan her bir canlı aynı genetik tamamlanma kümesinin elemanları olarak birbiriyle akrabadırlar. Adıgecede akrabalığa ilişkin sözcükler ″блы″ temelinde ve ″блэн″ fiilinde ifade bulur: «благъэ (akraba), благъагъэ (akrabalık)».

Kuşkusuz dilinde böyle bir mantığın bulunduğu Adıge yaşam ve ilişkilerinde akrabalığın önemi büyüktür. Aralarında akraba (благъэ) evlilikleri yoktur, böyle bir şey töre ve geleneklerine (хабзэ) en aykırı olandır. Bu töre ve geleneklerin yaşadığı yer ve süreçte Adıgeler arasında akrabalık evliliklerine rastlanmaz. Ancak, yedi kademeli akrabalık sistemi (благъэ) dışındakilerin akraba sayılmayacağı ve eş seçimine dahil kümede yer alacağı da anlaşılır bir olgudur. Bu ifadeden olarak, aynı soy adını taşısa ve aynı kökten geldiği bilinse de, yedi göbek kapsamı dışında kalan ″благъэ″ sistemine dahil değildir; bu cümleden anlaşılacağı gibi, anne(baba) ile çocuğun ait olduğu akrabalık kümesi birbirinden bir kademe farklıdır.

Akrabalık anne ve baba - erkek ve dişi tarafını aynı derecede kapsayan bir olgudur. Bununla birlikte, varolmanın varlığını sürdürmesi sürecinin eril ve dişil unsurları ile nitelikleri bulunan bir süreç olması gibi, genetik değişim ve yapılanma süreci de eril ve dişil aşamaları ve kompozisyonu bulunan bir yapılanma süreci olmalıdır.

Genetik sağlığı garanti ettiği ve yeni nesillerin genetik olarak sağlıklı varolması ile gelişmesinin temeli olduğu anlaşılan söz konusu gelenek, kuşkusuz yalnızca akrabalık sistemini dikkate almakla kalmaz, genetik bakımdan böyle bir geleneği sürdüren toplum ve kümeden eş seçmeyi ve böyle bir geleneği bulunmayan kümeden de kaçınmayı gerektirir. Nitekim, eşlerden birinin genetik tamamlanmışlık sürecine mensup olmaması ve böyle bir gelenekten gelmiyor olması, yeni nesillerin ortaya çıkmasına ilişkin sürecin sağlıklı sürdürümünü garanti etmez. Her iki tarafın da böyle bir süreçten gelmeleri ancak genetik sağlıklı bir sürecin -neslin- garantisi olmalıdır. Bununla birlikte, genetik tamamlanmışlığı sağlamamış olan bir genin böyle bir sürece dahil olmasında, yedi aşamalı süreç içinde genetik tamamlanmışlığa kavuşacağı da anlaşılır bir olgudur. Nitekim böyle bir süreç, kendisine dahil olanların da - ″блы″nın ortaya çıkışı sürecinde - tamamlanıp olumlandığı bir süreçtir.

Dilinde böyle bir mantığı bulunan ve buna uygun bir geleneğe de sahip olan bu toplumun genetik sürdürümü ifade bakımından anlaşılması uygun gelen ″лъабжьэр бжьиблкlэ мауэ″ atasözü de türkçede ″bir temel yedi göbek devam eder″ anlamında ifade edilebilir. Ancak, bu atasözünün yalnız genetik temeli değil, her türden temelin varolma sürecini ifade ettiği ve bunun da konu ettiğimiz süreç olduğu anlaşılmaktadır.

*

Dilin bu işleyişi ve onun sözcüklerinin bu kurgusunda açık hale gelen ve toplumun geleneğinde de sürdürülen bu olgunun niteliğine ilişkin olarak burada daha genel bir değerlendirme ve yorum yapmak uygun düşer.

Söz konusu süreç varolmanın varlığını sürdürmesi ile yeni bir varolmanın ortaya çıkışına ilişkin kozmik bir olgudur. Varolma olgusu varoldukça, onun varolma sürecinin her aşaması ″блы″nın ortaya çıkması süreci olarak devam eder: varolma ve varolanın varlığını sürdürdüğü süreç ″блы″nın ortaya çıkması süreci olarak tekrarlanan bir süreçtir. ″Блы″nın ortaya çıkması da ″щы″nın ortaya çıktığı ve bir tekil olma olgusu olarak tanımladığımız yapının – strüksiyonun katlanması ve tekrarıyladır. ″Блы″nın ortaya çıkması bu tekil meydana gelme olgusu olarak ″щы″nın ortaya çıkışının katlanması ve tekrarının ″щы″ temelini bulması sürecidir. ″Блы″nın ortaya çıkmasında kendisini gösteren süreç varolma ve varolanın varlığını sürdürmesi periyodu ve birimidir ki, bu da ″щы″nın ortaya çıktığı tekil olgu ve yapının – strüksiyonun katlanması ve tekrarlanmasıyla aşamalanan bir süreç olarak, bu olgunun göreliğinde kurulan bir yapılanma – konstrüksiyon sürecidir.

Varolmanın kendisi ile onda varolma bulan her varolanın varlığını sürdürmesi ve yapılanması böyle bir süreçtir ki, böyle bir süreçte ortaya çıkan varolma hali ve varolan bu kozmik varolmaya uygun yapılanmışlığa sahip olmalıdır. Varolmaya uygun katılım ve varlığını uygun sürdürüm böyle bir sürece uymakladır. Varolmanın bu kozmik sürecine tamamlanmamışlık olarak katılmak varolma bakımından olumsuz olarak nitelenmelidir. Her varolma hali ile varolanın varlığını kazanması ″блы″nın ortaya çıkış sürecini izlemesiyledir ki, böyle bir varolma hali ve varolan kozmik varolma sürecinde tamamlanmışlık - ve dolayısıyla olumluluk – olarak yer bulur.

Блы″nın ortaya çıkış sürecinin bir aşamalar süreci ve yapılanma süreci olmasında, bunun periyodu olduğu varolma sürecinin kendisi de sürekli yapılanan bir süreçtir. Varolma sürecinin böyle bir süreç olmasında, her varolma hali ve varolan varlığını sürdürmek bakımından ona dahildir ve ona katılır. Ancak bu yapılanma sürecine uygun ve tamamlanmış olan varolma halleri - bu sürece uygunluğa sahip olmak bakımından - varolma sürecinin müteakip aşamalarının ortaya çıkmasına da katılım ve katkıdır. Bunun aksine, bu sürece uygun olmayan ve tamamlanmamışlıkla katılan varolma halleri varolma sürecinin müteakip aşamalarında yer bulmaz. ″Блы″nın ortaya çıkması süreci olan varolma süreci, kendisine katılan her varolma halinin bu süreçte tamamlanması ve olumlanmasını sağlar ki, bu sürece uygun olmayan ve tamamlanmamışlıkla katılan da bu süreçte tamamlanır ve olumlanır. Ancak bu sürece uygun yapılanmamışlık ve dolayısıyla olumsuzluğun sürekli üretimi, kendisinin bu varolma sürecinde tamamlanma ve olumlanmasına engeldir; uymayan varolma hallerinin sürekli üretimi söz konusu varolma sürecinde kendi varolmasının tamamlanması ve olumlanmasını sürekli geciktirir, tamamlanma ve olumlanmaya yer bırakmaz. Tamamlanmamışlık ve olumsuzlukla bu kozmik sürece katılım, varolmanın müteakip aşamasında yer almak bakımından bir geç kalmışlıktır; ve bu tamamlanma sürecine dahil olmakla birlikte, bunun varolmanın müteakip aşamasının oluşmasına katılım ve katkı olmayacağı açıktır.

İnsanın da içinde yer aldığı bu kozmik süreç, insanı aşkın olan bir süreçtir. Bu genel sürecin bir parçası olarak, insanın varolma halleri ile ürettiklerinin bu süreci etkilediği açıktır; ve insanın bu sürece uygun varolma hallerinin ve üretiminin sürecin müteakip aşamalarının oluşumunda yer bulacağı, böylelikle de kendi geleceğini varolma sürecinin müteakip aşamalarına taşıyacağı açıktır. Bu sürece uygun olmayan varolma halleri ile üretiminin sürecin müteakip aşamalarının oluşumunda yer bulamayacağı da anlaşılır bir olgudur. Böyle bir olgunun süreklilik hali olarak, bu sürece uymayan varolma hallerinin sürekli üretimi ve sürdürümünün de insanın geleceğinin bu olumlama sürecine uymayan bir olumsuzluk süreci olarak kalacağı da açıktır ki, genel varolma sürecine uymamak olan böyle bir sürdürüm, bizim geleceğimizin olumlu anlamda varolmasının garantisinin olmadığının ifadesidir.

öyle anlaşılmaktadır ki, varolma varoldukça, varolmanın varlığını sürdürdüğü böyle bir süreç, biz varolanların dahil olduğu ve bizi aşkın olarak da gerçekleşen bitimsiz bir süreçtir; ve bu, bir ″ebedi dönüş″ ya da ″sürekli dönüş″tür. Bu sürekli dönüşün ifade ettiğimiz gibi bir süreç olmasında, olumlu ve bir pozitiflik sürecidir; bu süreç bir tamamlanma ve olumlanma süreci olarak, onda üretilen şey hep ″olumlama″ ve ″olumluluk″tur. İfade ettiğimiz kozmik süreçte olumlunun varolmaya katılımı ile yeniden olumlanması olarak üretimi olgusunun da ″sürekli dönüş″te ifade bulan ″geri dönüş″ kavramına uyduğu ifade edilebilir. Ancak, bu ″geri dönüş″ü varolmanın varlığını sürdürmesi sürecine uygun ve olumlu olarak katılanın bu sürecin müteakip aşamasının üretimine katkı olarak, sürecin bir sonraki aşamasındaki varolma olarak anlamak uygun düşer. Sürekli dönüş bir açılınım ve oluş süreci olmalıdır ki, oluş sürecine uygun yapılanmayla katılım ancak sürecin olumluluğunda yeniden olumlanmakla ″geri dönüş″e katılır. Bu ifadeden olarak, ″sürekli dönüş″te ″geri dönen″ sürece katılan olarak ″aynının dönüşü″ de değildir. Nitekim, ifade ettiğimiz sürecin bir periyodu ve biriminin aşamalarının aynı değerde olmadığı onların farklı sözcüklerde ifade bulmasında verilidir. Sürekli dönüşün ve bu dönüşte geri dönenin olumlama ve olumluluk olmasında, insanın varolması ve tüm etkinliğinde bu sürece uyumlu ve olumlama olarak katılmak suretiyle, kendi varoluşunda bir sonraki aşama olarak geri dönmenin mümkün olmasına ve dönüşün güçlenmesine katılması gerekir: kozmik döngüye uyumlu olmak anlamında ″olumlama″ ve ″olumluluk″, insan bakımından, ifade ettiğimiz süreci onaylayan varoluş tarzı ve etkinliğe sahip olmak demektir.

*

Блы″nın ortaya çıkması süreci, varolma ve varolanın varlığını sürdürme sürecinin varlık kazanmasının tamamlandığı bir süreçtir. Varolma ile varolanın varoldukça biteviye kılgılanarak varlığını sürdürmesi böyle bir altyapı kazanmasıyladır ve bu böyle devam eder. ″Блы″nın ortaya çıkmasında ifade bulmuş olan bu süreç müteakip sürecin bir birimi ve periyodu olan bir bütünlüktür ki, varolma ve varolan varlığını böyle sürdürür. Bu sürdürümün kendisi de ″блы″nın ortaya çıkması olan böyle bir periyotladır ki, ″блы″nın ortaya çıkmasından sonra, tekrar bu süreci olduğu gibi ifadenin gereği yoktur. Ama onun bu süreci temel alarak, bu temelde kılgılanıp yayılım gösterdiğini de ifade etmek gerekmelidir ki, adıgecede ″блы″den sonrası bu ifadeler doğrultusundaki sözcüklerle dile getirilir. Bu ifadelerden olarak, ″блы″yı temel alan yeni bir kılgı ″и″ olarak ifade bulur.

önceki çalışmalarımızın gösterdiği gibi, fonksiyonel zaman ifade eden ″э″yi izleyerek ortaya çıkan bir sestir ″и″ sesi. Buna uygun olarak da, ses anlamsal olarak ″и″ zamanın sürekliliğinde ve her adımında kılgılanandır; ve ″zaman koordinat sistemi″nde gerçekleşen kılgılamanın ″absis″ olarak ifadesinde, ″и″ sesi absisle örtüşen bir ses anlamdır. Adıgecenin işleyişinde her varolma ve varolana aidiyet ve her türden ortaya çıkma ve kılgıyı işaret ″и″de ifade bulur. Bu ifadeye uygun olarak, zaman koordinat sisteminin ortaya çıkardığı kılgının varolma alanı olarak ″geometrik koordinat sistemi″ olmasında ve bu sistem ordinatının da ″x″ olmasında, bu sistemde kılgılanan absis de ″и″ olarak ifade bulur.

Bu anlamlarda, sayıların adlandırılmasına temel olduğunu ifade ettiğimiz bu sürecin değerlerini bulması olarak sözcüklere dökülmesinde, ″блы″yı izleyerek ortaya çıkan ve ″блы″ ile onun ortaya çıkması sürecinin yeniden kılgılanması ″и″de ifade bulur. Böylelikle, varolma ve varolanın varlık kazanmasının tamamlandığı bütünlük olan periyot ve birimin yeniden kılgılanması yeni bir kılgı olarak ″и″yle ifade edilmiştir. Bu ifadelerden olarak, ″и″ sözcüğü sayı adı olarak ″8″in ifadesi olmuştur.

Varolma ve varolanın varlığının tamamlandığı bu periyodun yeniden kılgılanmasının ″и″ tarafından ortaya konmasıyla artık varolma ve varolan varoldukça varolagider. Söz konusu periyodu izleyerek ortaya çıkan ″и″ bu periyodu izleyen bir kılgı olarak, bu periyodik sürecin yeniden kılgılanmasının ifadesidir. Bunun yeni kılgı olarak yeni bir periyodik süreç olduğu açıktır ki, bu sürecin devamı ve yayılımı da ″и″yı izleyen ″бгъу″ bileşik ses sözcüğüyle ifade edilmiştir. ″Бгъу″nun buradaki anlamı ″блы″ sürecinin oluşumundan sonraki kılgının (и) yayılım kazanması ve bir süreç olarak devam etmesidir.

Бгъу″ bileşik ses anlamı ″ilişkili açılımsallıkla varolma yuvarı″ şeklinde ifade edilebilir. ″Бгъу″ sözcüğü ″yan″ anlamına gelir. Onun ötelenimi ve zamansalı ″бгъуэ″ ise ″geniş″, yanların birbirine yaklaşması anlamıyla ″бгъузэ″ sözcüğü de ″dar″ anlamındadır. ″Бгъу″nın açılıma koyulmasıyla eylenmesi olarak kurulmuş olan ″убгъун″ fiili ″yaymak, sermek″ anlamındadır. Bu sözcüklerin ″бгъу″ bileşik ses anlamı temelinde kurulması ile dilsel ifadeler olarak işaret ettikleri olguya uygun olarak, konu ettiğimiz kılgının ″и″ olarak ifade bulmasında, bu sürecin ″и″yı izleyerek devam etmesi ile yayılması, genişlemesi ve gelişmesinın ifadesi ″бгъу″ bileşik ses sözcüğü tarafından ortaya konmuştur. Anlaşılacağı üzere, ″бгъу″ sözcüğü sayı adı olarak ″9″un ifadesi olmuştur.

*

Varolma ve varolanın varlığını sürdürmesinin birbirine göreli açılımsal ve generatik ilişkililikteki ardışık niteliği ile bu sürecin aşamalarını ve sürdürümünü ifade bakımından ortaya çıkan sözcükler insanın ″sayma″ eylemini keşfetmesinin mantığı ile bu eylemin unsurları olan ″sayı″ların ifadesinde temel olmuştur. İnsanın sayma eylemini keşfinin ve sayma eylemine başlamasının ″parmak sayma″yla gerçekleştiğini ifade eden genel görüşe katılmakla birlikte, ifade ettiğimiz sürecin aşamalarının ifadesi olarak ortaya çıkan sözcüklerin bu parmak sayma eyleminde insanın hemen sayı adları olarak kullandığı hazır malzemeler olduğu da anlaşılmaktadır. Nitekim, ifade ettiğimiz süreçte oluşmuş olan sözcüklerin tekabül ettiği sayıları izleyen sayıların adıgecedeki adlandırılması parmak sayımına işaret eden ifadeler olarak ortaya çıkar.

Oluş sürecinin anlatımı olarak kendisini gösteren sözcüklerin sayı adına (зы, тlу, щы, плlы, тху, хы, блы) dönüşerek parmak sayımında kullanılmasında, bu sürecin son sözcüğü ″бгъу″yı izleyerek ve parmak sayımının bitiminde ortaya çıkan sayı adı ″пщlы″dır. Bu, ses anlamsal olarak ″yaptığın şey″, ″yapılanın yerini bulması″ ya da ″yapılan şeyin beslenmesi″ olarak okunabilir. Bu ″yapmanın yer bulması ve beslenmesi″ anlamı yanında, aynı bileşik seste (пщl) ifade bulan ″пщlэ″ sözcüğü ″değer, kıymet″ anlamına gelen bir sözcüktür ki, ifade ettiğimiz ″пщlы″ sözcüğü ″kendinde değerli olan, değerini bulmuşluk″ anlamında ″пщlэ-ы → пщlы″ olarak okunabilen de bir sözcüktür. Bu anlamlarda ve sonraki sayıların da ifadesinde, ″пщlы″nın ″yapma eyleminin bitimi ve yerini bulması″, bu bakımdan da bir ″değer bulmuşluk″ olarak anlaşılması uygundur. Böyle bir adlandırmanın ″yapma (щlын)″ temelinde kurulmuş olması da, bu adlandırmanın (пщlы) ″sayma″ eyleminin kendisinin dilsel olarak adlandırılmasından önce verildiği şeklinde yorumlanmalıdır: sayma eyleminin kendisinin dilsel olarak ifadesi ve adlandırılması sayma eyleminin işlemeye başlaması ve sayı adlarının kendisini göstermesinden sonrasında olmalıdır ki, bu da doğal ve yerinde bir olgudur.

Bu ifadelerle birlikte, ″пщlы″ sözcüğünün anlamı bakımından, onun ″10″ sayısını ifade eden bir sözcük olması, sayma eyleminin bir ″10″lu gruba ilişkin olduğunu gösterir. Bunun da genel anlayışa uygun olarak, parmakların sayılması eylemi olması beklenir. Bununla birlikte, ″10″ sayısından sonraki sayıların adıgecenin adlandırmasında bu husus daha açık hale gelir: ″10″dan sonraki sayma eyleminin sayılmış olan onluda -on parmakta- tekrar başa dönülerek (″1″e, ″2″ye, ″3″e…) gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Adıgecede ″пщlы (10)″yı izleyen sayıların ifadesi olan sözcüklerin kurgusu şöyledir: «″пщlы″ - ″кlу (кlуэ-ы)″ - ″зы″». Bu kurgu ″10-git-1″ olarak okunabilir ve ″10″dan sonra bir başa dönme olarak gidilen yerin ″пщlы″nın ortaya çıktığı ″10″lu gruptaki sayılardan biri olduğu açıktır; ″10″u izleyen bir sayının ifadesi, ″10 ve gidilen (кlуэ-ы → кlу) sayı″ kurgusuyladır: «пщlыкlуз (11), пщlыкlутl (12),... пщlыкlубгъу (19)».

20″ sayısına kadar olan sayıları ifade eden sözcüklerin kurgusu bu şekildedir ve ″10″lu bir grubun tekrar sayımıdır. ″20″ sayısının ifadesi olan ″тlощl″ ise, bir ″10″lu gruba (parmaklara) ilişkin ikinci kez gerçekleştirilen bu eylemin bitiminin ifadesidir; ve ″10″ sayısının adlandırılmasına ilişkin ifadelerimizi pekiştirir biçimde ″iki kez (тlэу) yapma (щlы)″ anlamına gelir (тlэу щlын→ тlэущl→ тlощl).

Bir eylemin tamamlanması ve bitimi olarak bir değer atfedilesi olan ″10″ sayısı, ses anlamsal olarak da böyle okunabilen ″пщlы″ ile ifade edilmiştir. Parmak sayma eyleminin ikinci kez tamamlanması olan ″20″ sayısı da böyle bir anlama sahip bir sözcükle (тlощl) ifade bulur. ″Тlощl″ sözcüğünün anlamı ve değeri bununla kalmaz; o, eril ve çoğalmayı mümkün kılan ″тl″ ses anlamında ″тlэу (iki kez)″ kurulan bir sözcük olmak bakımından, kurgusunda bir çoğalma vardır.

Söz konusu kurguyla ifade edilen ″20″ sayısının bir sayı olarak değeri büyük olmakla birlikte, parmak sayma eyleminin de bitimi olan ″20″ sayısı ve onun ifadesi olan ″тlощl″ sözcüğü çoğalma ve çokluk bakımından bir üst sınır değerin de ifadesidir. Onun ortaya çıkmasından sonra, parmak sayma işleminin tamamlandığı ve bittiği, onu izleyerek ortaya çıkan sayı adlarında izlenebilir.

Bundan böyle ″20″ sayısı kendisinden itibaren ortaya çıkacak çokluk ve çoğalmanın temelidir; ve bu, artık bir parmak sayımında sınırlanabilecek bir çokluk değildir. Nitekim, ″20″ sonrası sayıların adıgece ifadeleri ″10″ ile ″20″ arasındaki sayıların ifadeleriyle aynı kurguya sahip değildir. ″20″ sayısından sonraki sayma işleminin parmak saymaya dayalı ifadeler olarak ortaya çıkmadığı adıgecede izlenebilir. ″Тlощl″dan sonra sayma ve sayıların ifadeleri artık başlıbaşına bir eylem olarak sürdürülebilir zemine oturmuştur ki, ″saymak, sayı, sayı adları″ da buradan itibaren dilsel işleyişte başlıbaşına olgular olarak ifade bulmuş olmalıdır.

*

20″ sayısı (тlощl) parmak sayımının bitiminin ifadesi olan bir sayı olarak, kendisinden sonraki sayma işleminin temel taşıdır; ondan sonrasında sayma işlemi kendiliğinden sürdürülebilen bir olgu halini almıştır. ″20″ sayısının parmak sayma işlemiyle ortaya çıkmasından itibaren, sonraki sayılar ″20″yi ifade eden ″тlощl″ sözcüğüne eklenerek ifade bulur. Bu ifadeden olarak, «″20″ ile ″eklenen sayı″» olarak kurulan sözcük tamlamasıyla ifade bulur: «тlощlрэ зы(рэ), ... тlощlрэ бгъу(рэ)».

Sonraki sayılar da bu ifade biçimine uygun sözcük tamlaması veya bileşik sözcük olarak ifade bulur. ″20″den sonraki çift onlular ″20″nin katları (iki yirmi, üç yirmi,…) olarak bir bileşik sözcük kurgusuyla ifade edilirken, tekli onlular ″20″ sayısı ile ″20″nin bu katlarına eklenen ″10″lularla ifade edilen sözcük tamlamasında ortaya konur: «тlощlитl (40), тlощlищ (60), тlощlиплl (80)»; «тlощlрэ пщlы(рэ) (30), тlощlитlрэ пщlы(рэ) (50), тlощlищрэ пщlы(рэ) (70), тlощlиплlрэ пщlы(рэ) (90)».

Bu onlu ve yirmili sayılar arası da yirmiden sonraki sayıların eklenmesine uygun olarak ifade bulur: «тlощlитlрэ пщlыкlуплl(рэ) (54), тlощlиплlрэ пщlыкlубгъу(рэ) (99)».

Sayma eylemi ile sayının parmak sayma işlemiyle kendisini göstermesinde ve ″20″nin de parmak sayımının ikinci kez tamamlanmasıyla ortaya çıkmış olan sayı olmasında, bir ana ve büyük çokluk niteliği taşıması ve ifade tarzı bakımından da bir çoğalma sayısı niteliği taşımasında, müteakip tüm sayıların ″20″ temelinde kurulması söz konusudur ki, verdiğimiz örneklerin ötesindeki sayıların da ″20″nin katları ile ″20″ ve ″10″lular olarak ifadesi mümkündür ve ″тlощl″ın en büyük temel sayı olmasında böyle bir süreç de işlemiş olmalıdır: «тlощlитху (100), тlощlих (120), тlощlибл (140)».

Ancak, böyle bir ifadenin ileride zorlanacağı izlenebilir ki, bu zorlanmada büyük çoklukların ifadesinde hemen kendisini gösterip sorunun çözümü olan ″щэ″dır. Anlamı ile işlevini irdelediğimiz ″щэ″ sözcüğü sayıların büyümesinde ve ″тlощl″ temelinde ifadenin de zora girmesi sürecinde tekrar kendini göstermiştir. Böylece, varolanın ötelenme ve çoğalmasını ifade eden ″щэ″ sözcüğü ″тlощlитху (100)″ ve sonrasının ifadesi (100≤щэ) olarak dilde işler hale gelmiş olmalıdır. Bu işleyişte, süreç içinde ″тlощlитху → щэ″ ifadesi kronik hale gelip, bugünkü ″щэ″nın bir sayı olarak ″100″ü ifade etmesi sabitlenmiştir. ″Щэ″nın ″100″de sabitlenmesiyle sayma işlemi daha pratik hale gelir, ″100″ün katları da ″щэ″ katları olarak kendisini gösterir ve ″щэ″nın ″kılgı (и)″ ″sayı″sı (örn: ″щэ-ы″-″и″-″щы″ → ″щищ″) olarak ifade bulur: «щитl (200), щищ (300), щиплl (400), щитху (500), щих (600), щибл (700), щий (800), щибгъу (900)».

Adıgecenin en büyük sayısı doğal olarak varolanın fonksiyonel ve limitsiz ötelenmesi olan ″щэ″de ifade bulurdu. Ancak, bunun ″100″ sayısının ifadesinde sabitlenmesiyle, ″100″den sonraki sayılar da ″щэ″ ile onu izleyen sayıların (yukarıda ifade edildiği şekliyle) eklenmesiyle ifade bulmuştur: «щэрэ тlощlиплlрэ пщlыкlубл(рэ) (″100+80+17″ olarak ″197″)».

Böylelikle, adıgecede ″100″ü aşan her tür sayı ″100″ün ifadesi olmuş olan ″щэ″den itibaren ifade bulur. Elbette ″100″ün ″щэ″de sabitlenmesi ″100″lü sayıların ″щэ″ temelinde ifadesinin yanı sıra, bunun ötesinin de ″щэ″ temelinde ifadesini getirir. Bunun da adıgece sayıların ifadesi olarak bir süre yaşadığını, ama bugün dahi bunun izlerinin bulunduğunu ifade etmek gerekir: «щипщl (1000), щэ пщlыкlуз (1100), щэ пщlыкlутl (1200), щэ пщlыкlущ (1300)…, щэ тlощl (2000)».

Ancak, sayıların çoğalması ″100″ü ifadede kronik hale gelen ″щэ″ temelinde de ifadeyi zorlamaya başlar; belki henüz böyle bir noktaya gelinmeden de ″щэ″nın sabitlendiği ″100″ sayısından daha da büyüğünün ifadesi olan bir sözcük adıgecenin dışından gelir. Bugün ″1000″ sayısı ″мин″ sözcüğünde ifade bulmaktadır ki, bu adıgeceye dışarıdan girmiş olan bir sözcüktür. ″1000″ sayısının ″мин″ olarak ifadesinde, onu aşan sayılar da adıgecenin sayıları ifade etme biçimine ilişkin olarak yukarıda verdiğimiz sözcük kurgusu örneklerine uygun ifade bulur. ″Мин″in dile girmesiyle ″1000″lik sayılar da bu temelde ifade bulmuştur: «минитl (2000), минищ (3000), миниплl, минитху...».

Sayıların büyümesi onların daha kolay ve yeni ifade tarzlarını zorlamaktadır. Adıgece sayıların ifadelerine ilişkin açıklamalarımız baki olmakla birlikte, bugün ″10, 20″ sayılarından sonraki onlu sayılar bu iki onlunun ifade biçimlerine uygun hale getirilerek ifade bakımından pratik hale dönüştürülmüştür: «пщlы (10), тlощl (20), щэщl (30), плlыщl (40), тхущl (50), хыщl (60), блыщl (70), ищl (80), бгъущl (90)». Bu ifade biçimiyle de büyük sayıların ifadeleri daha kolaylaşmıştır: «1864: минрэ щийрэ хыщlрэ плlы»

*

Sayıların temeli olarak konu ettiğimiz oluş süreci ″щы″ ile ″щэ″ ilişkisine ve açılımına dayanır: varolma ve varolanın varlığının ″щы″ olarak ifadesi ile bu varolma ve varolanın varlığını sürdürmesi ve çoğalmasının ″щэ″ olarak ifade edilmesinde, bunun işleyiş sürecinin ifadeleri daha sonra ortaya çıkacak sayma eyleminin ve sayıların temelidir. ″Щэ″nın ″щы″ ötelenimi olmasında, bu ilişki ″щы<щэ″dır. öyle ki, ″щы″dan sonraki süreç ″щэ″ olarak gider ve bu sürecin her bir adımı ″щэ″ kapsamındadır. Bu ifadeden olarak, ″щы″nın ötelenimi olan ″щэ″nın her bir adımının açığa çıkmışlığının sözcüklerle ifade bulması ″щэ″nın açılımı ve cereyan tarzının ifadesidir. ″Щэ″nın açığa çıkarak sözcüklerle ifade bulmuş olan kısmının da ″щы″ sonrası olmak bakımından (щы<щэ) ″щэ″ olmakla birlikte, - ″щэ″nın genel bir ″щы″ ötelenimi olmasında - asıl bu açığa çıkarak ″щы″ temeli bulmuşluğun ifadesinden sonrası artık ″щэ″ olarak ifadeye uygundur. Yani, bu süreçte ortaya çıkan ve belirlenen her bir aşamanın da ″щы″ türü olmasında, genel bir ifade olarak ondan sonrasıdır ″щэ″.

Щы″nın varlığını sürdürmesi ile çoğalmasının ifadesi olan ″щэ″nın açığa çıkarılmış ve belirlenip değerleri dilsel olarak ifade edilmiş olan her bir noktasını aşarak olagiden süreç, ″щэ″de ifade bulur. Böyle olmakla, ″щы″den sonrası olan ve varolmanın varlık kazanmasının tamamlanmasının her aşamasını ifade eden sözcüklerin her birinin sonrası da bir an için ″щэ″ olarak ifade edilebilirdir. Ancak, varolmanın varlığını sürdürmesinin varlık kazanması ve tamamlanması sürecinin tanılanması ve bu sürecin aşamalarının değerlerine uygun sözcüklerle ifade edilmesinin fazla bir zaman almamış olması gerekir ki, ″плlы, тху, хы, блы″ ifadeleri arasında ″щэ″nın işleyişi ve geçerlilik süreleri kısadır.

Bununla birlikte, bu sürecin ″щы″ temeline kavuşup tamamlanması olan ″блы″nın ortaya çıkmasından sonrasının ″щэ″ olarak ifade edilmesi olarak, ″блы<щэ″ olgusunun uzun bir süre geçerli kaldığı ifade edilebilir. Ama elbette, ″щы-блы″ arası da ″щы<щэ″ koşulunda ″щэ″nın bir bölümü idi.

Блы″ sonrasında da sürecin devam ettiğini ifade bakımından ortaya çıkan ″и″ ve ″бгъу″dur ki, ″и″ sonrasının da kısa bir an için yine ″щэ″ olarak ifadesi uygun olsa da, ″бгъу″nın bu sürecin anlatımının bitimi olması nedeniyle, ″бгъу″ sonrasının ″щэ″ olarak ifade edilmesinde ″бгъу<щэ″ olgusu uzun bir zaman geçerli kalmıştır.

Bu ″бгъу<щэ″ olgusu, oluş sürecinin ″бгъу″ sonrasında da devamının bir ifadesi olarak, parmak sayma eyleminin bir turunun bitiminde ortaya çıkan ″пщlы″ya kadar sürmüştür. Parmak sayma eyleminin başlaması ve ″пщlы″nın ortaya çıkması ile ötesi de artık giderekten bir ″çokluk ve çoğul″ olarak bir ″sayılabilme″ ötesini ifadede ″щэ″ kendisini tekrar göstermiş ve ″пщlы<щэ″ olgusu bir süre geçerli kalmıştır. Sonrasında ikinci bir parmak sayımı ile ortaya çıkan ″20″nin ″тlощl″ olarak ifadesi ve bunun çoğalma ve çokluk bakımından değeri itibarıyla da bundan böyle ″тlощl″ sonrası ″щэ″ olarak ifade bulmuş ve ″тlощl<щэ″ olgusu geçerliliğini uzun denebilecek bir süre korumuştur.

Varolma ve varolanın varlığını sürdürmesi sürecidir ″щэ″nın anlamı ki, varolma varoldukça varolmanın çoğalması ve çoğulluğu ″щэ″de ifade bulur. Bu bakımdan da, ″щэ″ dilde hep en büyük çoğulluğun ifadesidir; ve belirlenebilmiş ve sayılabilmiş olanın ötesinin ″щэ″de ifade bulması uygundur. Bu ifadelere uygun olarak, varlığa ilişkin ötelenim ifadesi olan ″щы<щэ″ ilişkisinin temel olmasında, ″щы″ sonrası sürecinin tümünün ve ama özellikle bu sürecin belirlenip değer atfedilmiş her bir son aşaması sonrasının ifadesi olarak kendisini gösteren ″щэ″ sayma eyleminde de belirlenmiş olan son sayının ötesinin ifadesi olarak, sayı sisteminde de işlemiştir. Bu ifadeden olarak, bir sayma duraksaması ve temeli olarak kendisini gösteren her sayı sonrası, - bu sayılabilir olmuş olan ve ifade ettiğimiz anlamda bir temellik niteliği bulunan bu sayının ötesi - ″щэ″de ifade bulmuştur. Ancak, ″щэ″nın dildeki bu serüveni yukarıda ifade ettiğimiz gibi, onun bir sayıya (100) sabitlenmesiyle son bulmuştur.

*

Adıgecedesayılarınortaya çıkması böylebirsüreçtir. Onun temelinde varolmanın varlığı ile bu varlığın sürdürümünün dilsel anlatımı vardır. Varolma ve varolanın mümkün hale gelmesi ve bir olgu olarak ifadesi ″щы″dır ki, bunun ″тlыу″sında ortaya çıkanın ″щы″ temeli olarak bir varolma kazanması olayının kendisi de bir ″щы″dır. Varolma ve varolandan bir varolma ve varolanın ortaya çıkması olan bu olgu bir tekil olgu olarak kalmayıp, bunun katlanması ile bu olgunun sürdürümü varolmanın varlığını sürdürmesinin varlık kazanmasının tamamlanmışlığının ifadesi olan ″блы″nın kendisi de bir ″щы″ türüdür; bu sürecin kendisi de ″щы″ adımda ve temelinde ortaya çıkar. Bu sürecin ″щы″nın fonksiyonel ötelenimi ve zamansalı olarak ″щэ″nın ifade ettiği şeyin açılımı ve anlatımı olduğu bu yazıda hep ifade edilen bir husustur. öyle ki, bu çalışmanın başından itibaren anlatılan bu süreç ″щы-щэ″ ilişkisinin ifadesi ve açığa çıkarılmasıdır.

Böyle bir olgu tüm dillerde bugün bu haliyle ifade bulmasa da, dillerde buna benzer izlere rastlamak mümkündür. Yalnız dillerle de kalmaz, kült ve ritüellerde ″3″ ile ″7″nin büyük ve kutsal değerler olarak kendisini gösterdiği izlenebilir. Bugün de bu sayılar insan bakımından - nedeni anlaşılmaz ve temeli kaybolmuşsa da - değer atfedilen sayılardır. öyle ki, falcının ″üç vakte kadar″ ifadesinde varolma sürecinin dalga fonksiyonu yatar.

Kimi dillerde ″2″ sayısının ″tu, di, dö″ gibi seslemlerle dile gelişinin adıgecedeki ″тlу″ya benzerliği de izlenebilir. Bazı dillerde de ″3″ sayısının ifadesi (tri) ile ″2″nin ifadelerinin (tu) birbirine yakınlığı da izlenir. Ama daha iyi bir örnek, yine aynı dillerde ″3″ün ifadesi olan ″tri″ye benzer bir seslem olan ″très″nin ″pek, çok″ anlamına gelmesidir ki, bu olgu, ″щы″ ile ″щэ″nin ilişkisiyle ve bunun adıgecedeki işleyişleriyle örtüşen bir olgudur.

Adıgecede sayıların kökeni ile ortaya çıkışına ilişkin bu çalışmada kendisini gösteren olgular açısından bakınca, sayılar teorisinde bazı sayıların asıl sayı olarak nitelendirilip ″asal″ sayılar olarak adlandırılmış olması da ilginçtir. Her ne kadar aritmetiğin böyle adlandırmasının nedeni farklı olsa da, ″щы{зы}″ temelinde ifade bulan sözcüklerle adlandırılmış olan ″3, 5, 7″ sayıları asal sayılardır. Bununla da kalmaz, anlatımımızda varolma süreci bakımından önemli değerlere sahip olarak karşımıza çıkan ″3″ ve ″7″ sayılarının saylar teorisinde ″asal sayıların hası - prensi″ olarak ifade edildiği izlenir. Sayıların bu kategorizasyonunda ″1″ ile ″2″nin asallığında anlaşmazlık vardır. Bu anlaşmazlıkta adıgecenin ″1″in asallığını destekleyeceği de anlatımımızdan açıktır.

Sayıların kökeni ile ortaya çıkmasına ilişkin olan bu çalışmada, varolma ve onun varlığını sürdürmesinin anlatımında ortaya çıkan sözcükleri temel alan sayılar (1,…9)″ doğal sayılardır. Bu sayıların içinde ″0″ın bulunmadığı da açıktır. Nitekim, bu doğal sayılar varolanların her birinin varolan olarak bütünlüğünde ifadesini ve onların bu bütünlüklerinde tek tek sayılabilmesini mümkün kılar; bu ifadeye uygun olarak, varolmayan da sayılmayandır. Hem ″0″ sayısının bir hesap gerekliliği olarak sonraki zamanlarda ortaya çıktığını da biliyoruz. Sayılabilen varolandır, sayılamayan varolmayandır; ki, varolmayanın nitelendirilmesi gerekirse, - saymanın öznesi olan bizlerin de bir varolan olmasında - varolmayanın da varolan bakımından nitelendirilmesi gerektiği açıktır. Bu ifadeye uygun olarak, adıgecede ″0″ sayısına tekabül eden ″зырикl″ sözcüğü ″зы (1)’den çıkma″ veya ″зы (1) dışı″ ile ″varolmama, yok, hiç″ gibi anlamlara gelir ve ″зыри, зий″ sözcükleri bunun kısa ifadeleridir. Bunların bazı dillerde ″0″ın ifadesi olan ″ziro, zero″ gibi sözcüklere benzerliği de dikkatten kaçmaz.

Temel sayıların sonrasında, bir kısım sayıların adıgecedeki adlandırılmasının parmak sayımına ilişkin olduğu açıktır ki, sayma eyleminin parmak sayımıyla başladığına ilişkin yaygın görüşün adıgecede desteklenmesi bu noktayladır. Ayrıca, sayma ve sayı olgusunun parmak sayma işlemiyle kendisini gösteren bir olgu olduğu da adıgecede ve onun konu ettiğimiz sayıların adlandırılmasında izlenebilir. Ancak, bu çalışmadan izlenebileceği gibi, adıgecede sayma eylemine temellik teşkil eden mantık ile sayılara temellik teşkil eden sözcüklerin ortaya çıkışı dilin oluş sürecine ve varolma sürecinin ifadesine ilişkindir.

Yine, parmak sayımını çakıl taşlarının sayımının izlediği de yaygın bir görüştür ve bazı dillerde sayma eyleminin böyle yürütüldüğüne ilişkin sözcükler mevcuttur. Adıgecede sayıların adlandırılmasında böyle bir aşamayı izlememize olanak veren sözcükler yoktur. Ancak öyle anlaşılmaktadır ki, sayma işleminin yaygınlık kazanması ile sayıların çoğalması parmak sayma işlemini aşmış ve yeni araçlar gerektirmiştir; bazı dillerde saymaya ilişkin sözcükler de burada ortaya çıkmıştır.

Latincede ″kalkülare″ fiili ″çakıl taşı″ sayma eyleminin ifadesidir ve bu işlemin kendisi de ″kalkülüs″ olarak ifade bulmuştur. Bu sözcükler teknoloji ve sayma araçlarının gelişimiyle hesap ve hesaplama işlemine, hesap cetvellerine, hesap makinalarına (kalkülatör) adını vermiştir. Bu hesap araçları ile makinalarının devamında geliştirilen bilgisayar bugün insan yaşamının her alanını doldurmuştur. İlginç olan, bilgisayarın temel maddesinin sayma eyleminin üzerinde gerçekleştirildiği çakıl taşını oluşturan madde olmasıdır. Bir sayma eyleminin üzerinde gerçekleştirildiği şu çakıl taşlarının atomik parçacıklarının sayma işlemi ile bunların depolanmasını insana sonsuzca sağlamış olan bilgisayarın temel maddesi olması ilginç olmak kadar hikmetli bir ironidir de. İşte insan… görmekle çakıl taşını tanılar ve değerlendirir; ona dokunmakla içini görür; düşünmekle içini büyütüp çoğaltır ve sonsuzluğa açar. Ancak, insanın bu düşünüm ve etkinliğinin kendi varoluşuna ″geri dönüş″ünün koşulu onların kozmik oluş sürecine uygunluğudur.

_______________________

* Yazarın Yayınlanmış kitapları:

- Adıgece FİİLLER KİTABI (2002).
- АДЫГЭБЗЭ (МАКЪЫБЗЭ) - ADIGECE (SES DİLİ) (2005).
- ADIGECE ANLAMAK & DüŞüNMEK (2006).
- ADIGECE ETüD VE öĞRENİM KİTABI (2007)
- ХЪУЭРХЪУЭРИСЭ УСЭДЗАСЭ ХЭТ1ЭХЭСЭ (şiir; e-kitap) (2008).







Yorumlar
Henüz yorum eklenmemiş. Yorum eklemek için tıklayın.