Deprecated: Assigning the return value of new by reference is deprecated in /home/kafkasevi/public_html/system/database/DB.php on line 83
Kafkasevi.com
Arama

Kafkasya Gezi İzlenimleri -10-

Murat özden

03.09.2011, Cumartesi
Sabah saat 04.00.
Kurduğumuz telefonlar peşpeşe çalmaya başlıyor.
Hemen fırlıyoruz yataklardan. Yüzümüzü yıkayıp sıkıca giyiniyoruz. çünkü bu sabah hava oldukça soğuk.
Akşamdan hazırladığımız valizlerimizi alıp 10 dakika içerisinde aşağıya iniyoruz. Dombay'a çıkınca havanın soğuk olacağını, yanımıza kalın şeyler almamızı tembih etti dostlarımız.

Makam aracımız sarı Gazelle minibüsümüz ve kaptanımız Arıkbaşılı Sedat hazır bekliyor. Diğer evde kalan genç arkadaşlarımızı alıyoruz. Minibüse istif oluyoruz. Biraz zor sığıyoruz bu sefer aracımıza. çünkü eşyamız bir hayli fazla.
Sarı Gazellenin ufak bir kusuru var bizi hayli yormasının dışında: metan gazıyla çalışıyor. Metan gazı buralarda en ucuz yakıt. Ama çok sınırlı sayıda benzin istasyonunda satılıyor.
Ve metan gazı takviyesi yapmak için girdiğimiz istasyonlarda bir hayli beklemek zorunda kalıyoruz. Bu sabah da metan gazı alabilmek için hayli bekliyoruz. Yiyecek ve içecek bir şeyler bulmak için dolanırken saati 5.30 yapıyoruz.
Maykop'tan ayrılırken sanki gurbete gidiyormuşuz hissine kapılıyoruz. Sekiz gündür yaşadığımız bu şehirden ayrılırken nedense hüzünleniyoruz. Hiç yabancılık çekmediğimiz bu topraklara fena halde alışmışız galiba.
Hava henüz aydınlanmadı.

Yollar otoban değil tabiî.

Engebeli ve ormanlık bölgeleri geçerek ilerliyoruz.

Hızlı gidemiyoruz.
Hedefimiz önce Dombay'a çıkmak. Sonra çerkessk'e geçerek geceyi çerkessk'te geçirmek. Soydaşlarımızla kucaklaşmak. Oradan Nalçık'a geçeceğiz. Nalçık dönüşü hedefimizde Abhazya var.
Maykop - çerkessk arası 250 Km. Yollarda polis noktaları mevcut. Durdurulup pasaport kontrolerinin yapılması en az yirmi dakika ile yarım saat arası zaman alıyor. Yolda iki defa durdurulduk , bu da bir saatimize mal oldu.
Yol üzerinde büyükçe bir yerleşim birimine ulaşıyoruz. Tuvalet ve yiyecek bir şeyler için duruyoruz.
Tuvalet kültürü burada bize uymuyor. En büyük sorun tuvaletlerde su olmaması. Bu da bizim alıştığımız temizlik anlayışıyla bağdaşmıyor.
Daimi pazar gibi bir yerde bir tuvalet buluyoruz. Uzun bir kuyruk oluşuyor. Bir hayli zaman kaybediyoruz.
Saatte dokuz olmuş. Bir şeyler atıştırsak fena olmaz diyoruz. Bir Karaçay kadının çay, çörek ve ekmek sattığı minik dükkanının önünde diziliyoruz. Nedense gençlerimiz bir türlü ayrılmak istemiyorlar buradan. Dükkan sahibinin güzel kızı galiba önemli bir etken galiba.
Saat 10.00 olmuş. Yollarda fazla oyalanıyoruz. Böyle giderse programımız yetişmeyecek. Kaptanımız Arıkbaşılı Sedat gaza yükleniyor. Bütün çabalarımıza rağmen saat 12.00 gibi ulaşıyoruz çerkessk'e. Hiç kimseyle bağlantı kurmadan geldik buraya. önce kalabileceğimiz bir otel arıyoruz. Ama bütçemize uygun bir otel bulamıyoruz.
Kaptanımız Sedat, metan gazı takviyesi yapmazsak arabanın Dombay'a gidemeyeceğini söylüyor. çerkessk-Dombay arası 90 km. çerkessk şehrinde metan gazı satan tek bir istasyon olduğunu öğreniyoruz. İstasyonu bulup uzun
kuyruktan gaz almamız tam bir buçuk saatimize mal oluyor. Sinirlerimiz geriliyor. Kaptanımız istasyon yetkilileriyle görüşüp öncelikli gaz almayı sağlıyor.
Saat 13.30 olmuş.

Bir şeyler atıştırıp Dombay'a öyle çıkalım diyoruz.

çerkessk şehrini turluyoruz. Fakat bir türlü istediğimiz gibi bir lokanta bulamıyoruz. Nihayet düzgünce bir pizza restoranı görüyoruz. Ama servis kötü. çok uzun süre bekledikten sonra pizzalar servis ediliyor.

çok zaman kaybediyoruz.
Saat 14.30 gibi çerkessk'ten Dombay'a doğru hareket ediyoruz. çerkessk'ten ayrıldıktan sonra artık doğanın güzelliğinin keyfini çıkarmaya başlıyoruz. Teberda Nehri'yle adeta aşk yapar gibi etrafında dolana dolana yükselmeye başlıyoruz. Yemyeşil dağ çayırları ve Teberda Nehri'nin çağıltıları arasında kendimizden geçerek ilerliyoruz. Şiddetli bir yağmur yağıyor bir taraftan da. Karaçayeva, Karakel, Teberda, üst Teberda, Karaçayevsk yerleşim birimlerini geçiyoruz.
Arkadaşlarım binlerce kare fotoğraf çekiyor. Yükseldikçe yeşillikler koyulaşırken ağaçların boyu da daha fazla uzuyor.
Saat 16.00 gibi Dombay'a varıyoruz. Onlarca otel, motel, pansiyon Karaçaylar tarafından işletiliyor.

Burada herkes turizme endeksli. Hediyelik eşya satan onlarca dükkan ve tezgah var.
Acilen teleferikler bölgesine yöneliyoruz. Dağın zirvesinde müthiş bir fırtına olduğunu ve teleferik seferlerinin iptal edildiğini öğreniyoruz. Programımızda değişiklik yapıyoruz ve geceyi Dombayda geçirmeye karar veriyoruz. çok şirin
ağaçev tipi bir otele yerleşiyoruz. Geceliği kişi başına 500 ruble. Ancak otelde yemek verilmiyor. Eşyalarımızı otele yerleştirdikten sonra etrafı keşfe çıkıyoruz.
Dağların zirveleri buzul karlarla kaplı. Her taraftan ırmaklar ve derecikler akıyor. Köprünün üzeri dilek tutan insanların bağladığı çaput ve bezlerle dolu. Akan suyun rengi beyaz. Sebebinin kar suyu olduğunu öğreniyoruz.
Restoranı olan bir başka otelde mükellef bir akşam yemeği yiyoruz.

Otelimize dönüyor, lobide biraz oyalanıyoruz.
Sabahın 4.00'nden beri ayakta olduğumuz için yorgunuz.
Odama çıkıyorum.

çocukluğumda babamla su değirmenine giderdik. Değirmende sıra beklerken mutlaka uykum gelirdi.
Ve uyur kalırdım değirmeni çalıştıran suyun çağıltısıyla.

Aynı duygular canlanıyor içimde. Dombay Dağı'ndan akan derelerin çağıltısı ninni gibi beni içine alıyor.
Derin bir uykuya dalıyorum...

(Devam Edecek)







Yorumlar
Henüz yorum eklenmemiş. Yorum eklemek için tıklayın.