Deprecated: Assigning the return value of new by reference is deprecated in /home/kafkasevi/public_html/system/database/DB.php on line 83
Kafkasevi.com
Arama

Türk-Gürcü ilişkileri tam ‘gaz'

MESUT çEVİKALP  

Hayata geçen Nabucco enerji hattı, Kafkasya'daki tüm dengeleri sarstı. Uzmanlar, bölgedeki yeni yapılandırmanın seyrini Türkiye-Gürcistan ilişkileri üzerinden okuyor.
Birçok masalda geçer Kaf Dağı… Aşılması zordur; ama geçildiğinde ardındaki hazineleri, gizli bahçeleri, fırsatları sunar ziyaretçilerine… Masallardaki nimetleri bol Kaf Dağı’nı, her geçen gün stratejik önemi artan, enerji kavşağı konumundaki fırsatlar bölgesi Kafkasya’yla özdeştiriyordu Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından İstanbul’da düzenlenen ‘Türkiye-Gürcistan İlişkileri çalıştayı’nda Başbakanlık Baş Müşaviri Savaş Barkçın. Barkçın’ın etkileyici açılış konuşması diplomat, akademisyen ve bürokratlardan oluşan Türk ve Gürcü katılımcıların çalıştaya hızlı bir giriş yapmasını da sağladı. Zira çalıştayın özü de buydu. Nabucco enerji hattıyla Kafkasya’daki stratejik değeri artan Gürcistan’la kurulan sıcak ilişkiler, Türkiye’ye hem fırsat hem de riskler sunuyordu. 23 Temmuz’daki toplantıda sosyo-ekonomik enstrümanlarla riskleri ortadan kaldırmanın yolları arandı.
Gürcistan, soğuk savaşın ardından Kafkasya’daki statükoyu delen ülkelerin başında geliyor. 2003’te ülkedeki iç statükoya karşı Gül Devrimi’ni başlatan ve 2004’te ABD ve Avrupa’nın büyük desteğiyle Devlet Başkanlığı koltuğuna oturan Mihail Saakaşvili, Gürcistan’ın dümenini Batı eksenine çevirmiş durumda. 2008’deki Rusya-Gürcistan Savaşı, Saakaşvili ve ülkedeki batıcı zihniyete ağır bir darbe indirse de Gürcü halkı devlet başkanından desteğini çekmedi. Hiç şüphesiz Gürcistan’daki eksen değişiminde Kafkasya’ya talip olan Türkiye’nin de katkısı oldukça fazlaydı. Rus-Gürcü Savaşı’nın yıl dönümünde Tiflis’e giden ABD Başkan Yardımcısı Joseph Biden, Saakaşvili’ye açık ve yakın desteklerinin süreceğini söylediği sıralarda Gürcü bürokratların İstanbul’da Türkiye ile ilişkileri artırma yollarını konuşmaları tesadüf olmasa gerek.
SETA Genel Koordinatörü Taha özhan, uzun yıllar büyük bir gücün altında kıpırdayamayan Kafkasya’nın kilidi konumundaki Gürcistan’ın, bugün bünyesindeki etnik, mezhep ve ekonomik çatışma risklerine rağmen jeopolitik konumu nedeniyle ciddi fırsatlar sunduğunu aktarıyor. özhan, enerji kaynaklarına sahip, önemli ticaret yollarının üstünde bulunan bu ülkedeki tüm dengelerin hayata geçirilen Nabucco ile yerinden oynadığını vurguluyor: “Nabucco, Kafkasya’da bütün dengeleri yeniden tartışmamıza neden oldu. Gürcistan da bu nedenlerle özenle üzerinde durulması ve ilgilenilmesi gereken bir ülkedir.”
Türkiye-Gürcistan ilişkilerini sadece enerji hatları ve ilişkilerine de bağlamıyor özhan. Türkiye’nin ilk kez bir komşusunun askerini eğittiğini, modernize ettiğini hatırlatıp ülkenin uluslararası alanda Kıbrıs gibi ‘de facto’ bir sorun haline gelmesinin de önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyor: “Türkiye hem ekonomik hem de sivil toplum kuruluşlarıyla Gürcistan’da. çünkü buradaki etnik toplulukların Türkiye ile bağları var. Bunun yanında bu ülkeden geçen enerji hatları iki ülkeyi birbirine bağlıyor. Ankara, Gürcistan’da sıkıntılı yönetimin yanında yer alıyor. çünkü Kafkasya’da istikrar Gürcistan’dan geçiyor. Türkiye bölgesinde istikrar istiyor.”
Rusya’ya rağmen Kafkasya’da hamle yapmak kolay mı? Türkiye’nin Gürcistan’la genişleyen stratejik ilişkileri Moskova’yı huzursuz etmiyor mu? Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nden (IFEA) Dr. Alexandre Toumarkine, Gürcistan’la konuşurken Rusya’yı rahatsız etmemenin pek mümkün olmadığını düşünüyor. Türkiye’nin Ortadoğu’da deneyip sonuç aldığı “herkesle konuşabilen bir Türkiye” modelini Kafkasya özelinde Gürcistan-Rusya denkleminde işletmeye çalıştığını belirtiyor: “Bölgesel aktör olmanın elbette bir maliyeti olacak. Hem Rusya ve hem de Gürcistan’ı kızdırmadan diplomasi yapmak mümkün değil.”
Dr. Toumarkine, uluslararası hukuk ve örgütlerin Kafkasya’daki sorunlara çözüm üretmede zayıf kalmasının Türkiye’yi çatışmalara müdahil olmaya ittiğini hatırlatıyor: “Türkiye’nin bölgede kendi çözümünü sunması doğal. Kafkasya İstikrar Paktı’nı da bundan dolayı ileri sürdü. Ancak iki düşmanla konuşabilmek ayrıdır, onların çatışmalarını önlemek ayrıdır. Türkiye bölgesel aktör olmak isterse çatışmaları önleyebilmeli. Türkiye dışında bölgede bunu yapabilecek fazla bir ülke de yok.”
Gürcistan’da işbirliğini geliştirmek isteyenlerin Rusya’yı da sürece dahil etmenin yollarını araması gerektiğini vurguluyor Emekli Büyükelçi özdem Sanberk. Ankara, Gürcistan’la kurduğu işbirliği platformuna Rusya’yı da çekmesi durumunda bölgede “kazan-kazan” politikalarının işleyeceğine inanıyor. Ona göre Rusya, eski Sovyet coğrafyasında hâlâ çok etkin. Bu bağlamda Rusya’ya rağmen Karadeniz, Kafkasya ve hatta Balkanlar’da ortaya konulan yeni inisiyatiflerin başarıya ulaşması da güç: “Oyuna Rusya’yı dahil etmek, Rusya’ya veto yetkisi vermek anlamına gelmez. Rusya’nın da yeni inisiyatiflerden kazanç elde etmesinin sağlanması anlamına gelir.”
Bu noktada Taha özhan da Rusya’nın duruşunu önemsiyor. Ancak denkleme ABD’nin dâhil olmasıyla sürecin değişeceğini ifade ediyor. Türkiye’nin ABD’yi bölgedeki denkleme çekerek Rusya’ya rağmen Gürcistan’la ilişkilerini sorunsuz bir şekilde yürütebileceğini savunuyor: “Kafkasya’da adımlar hesaplanarak atılmalı. Türkiye de dengeleyici bir üslup kullanıyor. Gürcistan’ın iç politikasına girmeden onun bütünlüğünü ve istikrarına katkı sağlıyor. Bu durum Türkiye ile Rusya’nın iki rasyonel partner olabilmesinin de yolunu açıyor. Tersi olursa devreye ABD girer ve Kafkasya 21. yüzyılın en büyük çatışma alanına döner. Türkiye’nin diyalog kanalları bundan dolayı önemli.”
Rus-Gürcü Savaşı’nın ardından bölgede mekik dokuyan Türkiye’nin görüşmelere daha derin bir vizyon ve şekil kazandırması gerektiğini düşünüyor Dr. Alexandre Toumarkine: “Türkiye’nin Kafkasya’da içerikli bir vizyon geliştirmesi gerekiyor. Somut açılımlar yürütmesi lazım. Ermenistan’la yakaladığı diyalog ve ilişki sürecini Rusya-Gürcistan hattında yapamadı. Ama Türk işadamları ve STK’lar dengeleri bozmadan da çalışıyor Gürcistan’da. çok aktörlü bir Türkiye var orda. Bu Türkiye’nin avantajı.”
Büyükelçi Sanberk, Türkiye’nin Kafkasya’da elde ettiği konumu rahmetli lider Turgut ö-zal’ın 1990’ların sonrasında attığı stratejik adımlara bağlıyor. özal’ın özellikle Orta Asya ve Kafkasya’da iletişim, ulaşım, eğitim-kültür, ticaret ve enerji platformlarının temellerini attığını hatırlatıyor: “özal’ın attığı bu adımlar bugün Ankara’nın kullandığı komşularla sıfır sorun ve maksimum entegrasyonun da temelini oluşturuyor. O zaman kavramlaştırılamamıştı. çok yönlü politikalar Türkiye’ye kazandırır.”
Türkiye, NATO ve Avrupa Birliği (AB) ile sorunlar yaşayan Rusya’nın uluslararası sistemin dışında bırakılmasından yana değil. Tam tersine bölgesel birlikteliklere değişik formüllerle eklenecek olan Moskova yönetiminin, bölgesel ve küresel sorunların çözümünde etkili olabileceğini düşünüyor. AB ile NATO’nun Kafkasya’daki çatışmalara çözüm üretmede yetersiz kaldığı da ortada. Bununla birlikte ABD’nin Afganistan’da devam eden NATO operasyonuna Rusları da dahil etme girişimleri Ankara’nın tutumuyla örtüşüyor.
Türkiye, Gürcistan’ın 2005 ulusal strateji belgesinde adı geçen üç ülkeden biri (diğer ikisi ABD ve Ukrayna). Ankara, 2006’dan bu yana Gürcistan’a vize uygulamıyor. 2001’den beri Gürcistan’ın en büyük ticari ortağı. 500 Türk firması bu ülkede faaliyet gösteriyor. Türklerin inşa ettiği Batum Havaalanı ortaklaşa kullanılıyor. Türkiye Gürcistan’ın uluslararası sisteme dâhilinde önemli roller üstleniyor. Gürcistan’ın Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum boru hatları ile Bakü-Tiflis-Kars demiryoluna dahil olmasında en etkin rol Türkiye’nin- di. 13 Temmuz’da hayata geçen Nabucco hattı iki ülkenin entegrasyonunu daha da artırdı.
Nabucco'yla birlikte yeni istikrar sorunları da yaşanabilir elbette. Enerji kartının akim kalmasını istemeyen güçler Kafkasya'daki politik çatışmaları körükleyebilir yakın gelecekte. Bu ihtimali de göz önünde bulundurmakta fayda var.
____________________________________________________
Kaynak: Aksiyon,Sayı: 764/ Tarih : 27-07-2009

Yorumlar
Henüz yorum eklenmemiş. Yorum eklemek için tıklayın.