ALTEMUR KILIç Başbakan Erdoğan’ın, “Kimlik”, “Türk” ve “Türkiyelilik” konusunda, kafası öteden beri karışık, çelişkili! Bütçe konuşmasında, bu bir defa daha, belli oldu... TC Devletinin kurucusu Mustafa Kemal, bu konuya açıklık getirmiş ve milli birliğimizi, “Ne Mutlu Türküm Diyene” anlayışıyla, perçinlemişti! Şimdi bu devletin Başbakanı, “kimlik” konusunda mugalata yapıyor... Zaten daha önce “üst kimlik-alt kimlik” diyerek, bu anlayışa ters düşmüş ve açıkça, “ ‘Türkiye Türklerindir’ demek yanlıştır” demişti.. “Türk milleti” kavramıyla “Türk” olmakla, Erdoğan’ın “Türkiyelilik” anlayışı arasında dağlar kadar fark var... “Anayasal Vatandaşlık” Mustafa Kemal’in anlayışını ifade eder mi? Sadece “Vatandaş” olmak bugünkü Anayasadaki tarife de uymaz! Neden kafa karıştırırlar? Cumhuriyetin temeli, parolası olan, “Ne mutlu Türküm diyene” sözlerini, bu Cumhuriyetin Başbakanının ağzından bir kere bile duymadık! Yoksa, Türkiye’nin Türklerin olduğuna inanmadığı gibi, buna da mı inanmıyor?... AKP’nin milletvekili Ayşenur Bahçekapılı, TARAF gazetesinde Neşe Düzel’e ifşa etti; Anayasa değiştirilecek ve “Türklük” Anayasadan çıkarılacak! Bu “Anaysanın değişemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddelerinden birinin, “demokrasi tramvayı” ile TBMM’ye doldurulan çoğunluk tarafından kaldırılması demek! Başbakan, Ayşenur Bahçekapılı’nın dediklerini yalanlamadı ve de yalanlamamakla, benimsemiş oldu! öyleyse, bu hanımın dediği gibi “yorgun” Erdoğan, büyük risk alıyor demektir. Ve sesleri Bir “sahibinin sesi” daha var; eski Milli Eğitim Bakanı, şimdi Başbakan Yardımcısı ve has sözcüsü Hüseyin çelik... Hani şu, Bingöl’de 33 erin şehit edilmesinin ordunun tertibi, provokasyonu olduğunu ve geçenlerde de, Reşadiye’de 7 erimizin şehit edilmesimin de aynı tür ve aynı kaynaklı olduğunu imadan öte, iddia eden çelik!.. Hüseyin çelik’in geçenlerde Kafkas Dernekleri Federasyonu Olağan Kurulu’nda “Bu ülkede asimilasyon, ırkçılık diz boyu oldu...” deyip Kafkas milletlerinin tarih boyunca çileler çektiğini, yani Rusların baskısından Türkiye’ye göçen çerkeslerin, Abazaların, çeçenlerin, “ırkçı” Türk devleti tarafından, zorla, “asimile” edildiklerini söylemiş! Bu beye göre bir milyona yakın Kafkas kökenli vatandaşın, kendi kültürlerini muhafaza etmelerine, ana dillerini öğrenmelerine, kendilerinden sonraki nesillere aktarmalarına, bu ceberrut devlet engel olmuş, onlar zorla asimile edilmişler... Tabii, Kürtlerin zorla “asimile” edildikleri gibi! Bu bey, ne dediğinin, arı kovanına çomak soktuğunun farkında mı? Sanki maksadı, zaten kırılgan fay hattına yeni bir şeyler yüklemek... Bölünmek istenen bu vatanı, milleti şimdi de çerkez, Abaza, Laz, Arnavut vb. diye bölmek ister... Ben, bugüne kadar, çerkezlerin, Abazaların, çeçenlerin “asimile” edilmekten şikayetçi olduklarını duymamıştım.. Ama şimdi, çerkezler ve Abazalar da açılım isterlermiş! Türk milliyetçiliğini, bana, tam kan Abaza -Mustafa Kemal’i canıyla korumuş- amcan Muzaffer Kılıç aşıladı... Benim de soyumda babam tarafından Abazalık var... Gürcülük ve özbeklik var... Rodoslu Türklük var. Acaba ben hangi tarafımdan zorla asimile edilmişim? Ana tarafı çerkez olan eşim nasıl asimile edilmiş?... O toplantıda bulunan çeçen kökenli Abdüllatif Şener bu iddialar karşısında acaba ne dedi? O da asimile edilenlerden mi? Soydur... İnsanlarımızın soylarını, kökenlerini inançlarını, araştırmak adetim değildir; Kürt olsun, çerkez, Musevi, Rum, Ermeni vb. olmaları fark etmez. İçtenlikle “Ne mutlu Türküm” demeleri yeter! Ama son yıllarda, bu güzel tılsımı bozdular, aramıza şüphe ve nifak tohumları ektiler ve yeşertiyorlar.. çelik’in son sözleri ve yaptıkları beni şüpheye düşürdü; Erdoğan’ın “sözcüsü”... Fakat asıl can alıcı sorum şu: Sayın Başbakan, Ayşenur Bahçekapılı’nın ve çelik’in bu iddialarını tasvip ediyor mu?. Türkiye Cumhuriyetinin bir Başbakan’ının bu iddia ve sözleri tasvip edebileceğine inanmak istemem; Erdoğan, onaylamadığını açık seçik söylemese O da aynı kafadadır demek olur! (Yeniçağ, 16/12/2009)